Translation of "Başta" in English

0.008 sec.

Examples of using "Başta" in a sentence and their english translations:

Başta zordu.

It was hard at first.

Başta korkmuştum.

First l was afraid.

İlk başta zor.

At first, it's hard.

İlk başta harikaydı.

It was great at first.

İlk başta bilmiyordum.

At first I didn't know.

Başta ona inanmadım.

I didn't believe him at first.

İlk başta gergindim.

I was nervous at first.

O başta çalıştı.

It worked at first.

Başta inanmıştım ona.

I believed him at first.

Başta kafam karıştı

First I was just confused.

İz başta kaba görünüyordu.

The trail ahead looked rough.

İlk başta onu tanıyamadım.

I couldn't recognize her at first.

Tom ilk başta reddetti.

Tom refused at first.

İlk başta onu anlayamadım.

I couldn't understand him at first.

İlk başta, ben şaşkındım.

At first, I was puzzled.

Biz ilk başta endişeliydik.

We were concerned at first.

İlk başta onu tanımadım.

I didn't recognize it at first.

İlk başta, ona inanmadım.

- At first, I didn't believe her.
- At first I didn't believe her.

İlk başta Tom'a inanmıyordum.

At first, I didn't believe Tom.

En başta gitar çalamıyordum.

At first, I couldn't play the guitar.

İlk başta gerçekten kayıtsızdım.

I was really apathetic at first.

O ilk başta zordu.

That was difficult at first.

Tom ilk başta kararsızdı.

Tom was hesitant at first.

Tom ilk başta ihtiyatlıydı.

Tom was cautious at first.

Onu ilk başta beğenmedim.

At first I didn't like it.

İlk başta seni tanıyamadım.

I didn't recognize you at first.

İlk başta sana inanmadım.

At first, I didn't believe you.

Başta yalnız oldukları için yakalanırlar.

because they were lonely to begin with.

İlk başta, balık avlayacağını düşündüm.

Initially, I thought... "She's hunting the fish."

Başta herkes onun masumiyetine kanmıştı.

At first everybody was convinced of his innocence.

Ben onu ilk başta tanıyamadım.

I couldn't recognize him at first.

Kral ilk başta ondan memnundu.

The king was pleased with him at first.

Fikir ilk başta saçma görünüyordu.

The idea seemed absurd at first.

Onu trende ilk başta tanımadım.

I didn't recognize him at first on the train.

İlk başta, testte başarısız oldum.

At first, I failed the test.

Başta onların hasta olduğunu düşündüm.

At first, I thought they were sick.

İlk başta, ne yapacağımı bilmiyordum.

At first, I didn't know what to do.

Tom ilk başta düşmanca göründü.

Tom looked unfriendly at first.

Ben ilk başta ona güvenmiyordum.

I didn't trust her at first.

Tom ilk başta korkmuş görünüyordu.

Tom seemed frightened at first.

Tom ilk başta çok sinirliydi.

Tom was very nervous at first.

İlk başta, kendi başıma yüzemedim.

At first, I could not swim by myself.

İlk başta onun dediğini anlamadım.

At first, I couldn't understand what he said.

İlk başta bundan nefret ettim.

I hated it at first.

Ben ilk başta seni sevmedim.

I didn't like you at first.

Ben ilk başta onları sevmedim.

I didn't like them at first.

Ben ilk başta onu sevmedim.

I didn't like her at first.

Tom ilk başta öyle düşünmüştü.

Tom thought so at first.

O ilk başta cevap vermedi.

He did't answer at first

İlk başta, fikir saçma görünüyordu.

At first, the idea seemed absurd.

Tom ilk başta Mary'yi tanımadı.

Tom didn't recognize Mary at first.

Parti ilk başta oldukça sıkıcıydı.

The party was pretty boring at first.

Tom ilk başta tereddüt etti.

Tom hesitated at first.

Başta herkesin söylediği şey odur.

That's what everyone says at first.

İlk başta senin öldüğünü düşündüm.

At first, I thought you were dead.

Neden bunu en başta söylemedin?

Why didn't you say that in the first place?

Sami ilk başta normal görünüyordu.

Sami seemed normal at first.

Tom ilk başta iyi görünüyordu.

At first, Tom seemed fine.

- Tom'u ilk başta çıkarabildin mi?
- Tom'u başta tanıyabildin mi?
- Hemen tanıdın mı Tom'u?

Did you recognize Tom at first?

İlk başta şekilsiz bir leke oluşturuyorlar.

And at first, it's just an amorphous blob,

En başta yanlış teşhis konulduğu için

A single story in which a patient apparently self-cured

Mesela, mikrobilgisayarlar başta video oyunlarında kullanılıyordu

Microcomputers, for example, were used early on for video games,

Başta her şey aynı gibi görünüyor.

Initially, it all just seems like much of the same thing.

İlk başta, onun hasta olduğunu düşündüm.

At first, I thought he was sick.

İlk başta, o çok içten görünüyordu.

At first, he sounded very sincere.

O ilk başta kafa karıştırıcı olabilir.

It can be confusing at first.

İlk başta, onun deli olduğunu düşündüm.

At first, I thought he was crazy.

İlk başta, işler çok kafa karıştırıcıydı.

At first, things were very confusing.

İlk başta onun ne söylediğini anlayamadım.

At first, I couldn't make out what he was saying.

İlk başta, Meg vatan hasreti çekti.

At first, Meg was homesick.

Başta onu sevmemiştim ama şimdi seviyorum.

At first I didn't like him, but I do now.

Tom başta şüpheci olduğunu itiraf ediyor.

- Tom admits he was skeptical at first.
- Tom admits that he was skeptical at first.

İlk başta seni sevmediğimi kabul ediyorum.

- I admit that at first I didn't like you.
- I admit at first I didn't like you.

İlk başta onun ne söylediğini anlamadım.

At first I didn't understand what it said.

İlk başta onun ne dediğini anlamadım.

At first I didn't understand what she was saying.

İlk başta, yerel kovboylar ona güldüler.

At first, the local cowboys laughed at him.

İlk başta şüpheci olduğumu itiraf ediyorum.

- I admit I was skeptical at first.
- I admit that I was skeptical at first.

Irkçılık düşüncesinin en başta bizim gibi görünen

once we understand that people who look like us

Başta da dedim ya kullanışlı ve basit

At first I said either useful and simple

Napolyon ilk başta etkilenmemişti –Davout mesafeli, dağınık

Napoleon was not at first  impressed –Davout was aloof,  

İlk başta yeni işini nasıl yapacağını bilmiyordu.

- At first he was all at sea in his new job.
- At first he didn't know how to do his new job.

Başta tam gaz başlarsan, ortada dayanıklılığını yitirirsin.

You have to pace yourself or you'll choke halfway through.

İlk başta onu sevmedim ama şimdi seviyorum.

I didn't like her at first, but now I do.

İlk başta mükemmel bir adam gibi görünüyordu.

At first, he seemed like the perfect guy.

En başta neden gitmeye razı olduğumu bilmiyorum.

I don't know why I agreed to go in the first place.

Ben ilk başta onun kolay olduğunu düşündüm.

I thought it easy at first.

Yeni bir dil öğrenmek ilk başta zordur.

Learning a new language is difficult at first.

- Önce Tom'u tanımadım.
- İlk başta Tom'u tanımadım.

I didn't recognize Tom at first.

Ben burada ilk başta Tom'u hiç istemedim.

I never wanted Tom here in the first place.

İlk başta, benim bacağımın kırık olduğunu bilmiyordum.

- At first, I didn't know that my leg was broken.
- At first, I didn't know my leg was broken.

Ilk başta psilosibinin hastaların beyni üzerindeki etkisini inceliyorduk.

we were originally looking at the effect of psilocybin on the patients' brains.

Aslında, komedimi ilk başta ortaya çıkardığım yer burası.

In fact, it's the primary place where I pull my comedy from.

Başta çok sinir bozucuydu. Fark etmesi çok zor.

And that was very frustrating at first, so difficult to discern.

O ilk başta konuşma yarışmasını kazandığını fark etmedi.

At first he did not realize that he had won the speech contest.

İlk başta birbirimizi hiç tanımıyorduk. Zamanla birbirimizi tanıdık.

At first, we weren't familiar at all. Over time we got to know each other.

Tom onun ne olduğundan ilk başta emin değildi.

Tom wasn't sure at first what it was.

İlk başta gergindim ama yavaş yavaş daha rahatladım.

I was nervous at first, but gradually got more relaxed.

İlk başta her insan 10 ABD doları ödemişti.

At first each man had paid $10.