Translation of "Büyücü" in English

0.003 sec.

Examples of using "Büyücü" in a sentence and their english translations:

Tom bir büyücü.

- Tom is a sorcerer.
- Tom is a wizard.

Mary bir büyücü.

Mary is a sorceress.

Büyücü geri döndü.

The wizard is back.

Tom bir büyücü doktor.

Tom is a witch doctor.

Sen bir büyücü müsün?

Are you a wizard?

- Sihirbaz mısın?
- Büyücü müsün?

Are you a magician?

Büyücü kızı ince havada yüzdürdü.

The magician made the girl float in thin air.

Prenses kötü bir büyücü tarafından yakalandı.

The princess was captured by an evil wizard.

Tom gerçek bir büyücü, değil mi?

Tom is a real charmer, isn't he?

Ah, kadın, dünyadaki en iyi büyücü sensin!

Oh, woman, you are the best wizard in the world!

Gerçekten bu adamın bir büyücü olduğuna inanıyor musun?

Do you really believe that this guy is a magician?

İyi bir büyücü olmak istediğim hakkında çok ciddiyim.

I'm very serious about wanting to be a good magician.

Korkarım gerçek büyücü olmak, sivri şapka takmaktan daha fazlasını gerektiriyor.

I'm afraid you'll need more than a conical hat to be a real wizard.

Ben bir büyücü değilim ama herkesin benim hakkımda ne söylediğini biliyorum.

I'm not a wizard, but I know what everybody says about me.

Öğretmenler onun eşek şakasını öğrendikten sonra genç büyücü kadına Tom'u tekrar bir insana döndürmesi buyruldu.

The young sorceress was ordered to turn Tom back into a human, after the teachers learned of her prank.