Translation of "Arkadaşlarını" in English

0.010 sec.

Examples of using "Arkadaşlarını" in a sentence and their english translations:

Arkadaşlarını severim.

I like your friends.

Arkadaşlarını sevdim.

I liked your friends.

Arkadaşlarını özleyeceksin.

You'll be missed by your friends.

Arkadaşlarını getir.

Bring your friends.

Arkadaşlarını unutma.

Don't forget your friends.

Arkadaşlarını uyar.

Warn your friends.

- Arkadaşlarını özlüyor musun?
- Arkadaşlarını özler misin?

Do you miss your friends?

Arkadaşlarını güldüren çocuktan

Maybe I could go from the boy who made his buddies laugh

O, arkadaşlarını kıskanıyordu.

He was the envy of his friends.

Arkadaşlarını özlediğini biliyorum.

- I know you miss your friends.
- I know that you miss your friends.

Tom'un arkadaşlarını suçluyorum.

I blame Tom's friends.

Tom arkadaşlarını kaybetti.

Tom lost his friends.

Tom arkadaşlarını özledi.

Tom missed his friends.

Sami arkadaşlarını getirdi.

Sami has brought his friends.

O, arkadaşlarını soydu.

He has stolen from his friends.

- Tom Mary'nin arkadaşlarını sevmez.
- Tom Mary'nin arkadaşlarını sevmiyor.

Tom doesn't like Mary's friends.

Arkadaşlarını ararken çantasını bulamıyor

looking for her friends, wondering where her handbag was.

Arkadaşlarını çok dikkatli seçmelisin.

You should choose your friends very carefully.

Onun soğukluğu arkadaşlarını soğuttu.

His coolness has alienated his friends.

Arkadaşlarını seçmede dikkatli olmalısın.

You must be careful in choosing your friends.

O, arkadaşlarını etkilemeye çalışır.

He tries to impress his friends.

Tom arkadaşlarını dikkatlice seçer.

Tom chooses his friends carefully.

Nancy'nin bazı arkadaşlarını tanıyorum.

I know some friends of Nancy's.

Neden arkadaşlarını sevmediğimi düşünüyorsun?

- Why do you think I don't like your friends?
- Why do you think that I don't like your friends?

Tom arkadaşlarını etkilemeye çalıştı.

Tom tried to impress his friends.

Tom, Mary'nin arkadaşlarını kıskanıyor.

Tom is jealous of Mary's friends.

Tom arkadaşlarını etkilemek istiyordu.

Tom wanted to impress his friends.

Tom'un arkadaşlarını olduğunu sanmıyorum.

- I don't think Tom has any friends.
- I don't think that Tom has any friends.

İş arkadaşlarını seviyor musun?

Do you like your coworkers?

O bütün arkadaşlarını kıskanıyor.

He envies all his friends.

Arkadaşlarını sizi terk etti.

Your friends have deserted you.

Tom arkadaşlarını davet etti.

Tom invited his friends over.

Mary, arkadaşlarını etkilemek istedi.

Mary wanted to impress her friends.

- O, parasını, ailesini ve arkadaşlarını kaybetti.
- Parasını, ailesini ve arkadaşlarını kaybetti.

She lost her money, her family and her friends.

Arkadaşlarını karşılamak için kapıya gitti.

She went to the door to welcome her friends.

Arkadaşlarını kendi istekleriyle seçmek istiyorlar.

They want to choose their mates by their own will.

Tom Mary'nin arkadaşlarını bilmek zorunda.

Tom got to know Mary's friends.

O, parasını ailesini, arkadaşlarını kaybetti.

She lost her money, her family, her friends.

Hiç kimse arkadaşlarını terk etmemeli.

No one should desert his friends.

Arkadaşlarını da davet ettin mi?

Did you also invite your friends?

Geçen hafta arkadaşlarını gördün mü?

Did you see your friends last week?

Arkadaşlarını ne zaman ziyaret ettin?

When did you visit your friends?

Ben senin arkadaşlarını hiç sevmiyorum.

I don't like your friends at all.

Arkadaşlarını akşam yemeğine davet etti.

She invited her friends to dinner.

Neden bazı arkadaşlarını davet etmiyorsun?

Why don't you invite some friends over?

Dün burada senin arkadaşlarını gördüm.

I saw your friends here yesterday.

Onun ölümü bütün arkadaşlarını üzüyor.

His death grieves all of his friends.

Polis, Fadıl'ın arkadaşlarını sorgulamaya başladı.

Police began questioning Fadil's friends.

Tom Boston'da arkadaşlarını ziyaret ediyor.

Tom is visiting friends in Boston.

- Arkadaşlarını özlüyor musun?
- Arkadaşlarını özler misin?
- Arkadaşlarınızı özlüyor musunuz?
- Arkadaşlarınızı özler misiniz?

Do you miss your friends?

O, arkadaşlarını aradı, ancak hiçbiri bulmadı.

She looked for her friends but found none.

Yeni arkadaşlar edinirsen , eski arkadaşlarını unutma.

If you make new friends, don't forget the old ones.

Kate arkadaşlarını görmek için partiye gitti.

Kate went to the party to see her friends.

Tom parasını, ailesini ve arkadaşlarını kaybetti.

Tom lost his money, his family and his friends.

Bir dahaki sefer tüm arkadaşlarını getir.

Bring all your friends next time.

Genç adam arkadaşlarını ve akrabalarını uğurladı.

The young man bade farewell to his comrades and relatives.

Tom'a onun eski kız arkadaşlarını sor.

Ask Tom about his old girlfriends.

Tom arkadaşlarını akşam yemeğine davet etti.

Tom invited his friends to dinner.

- Arkadaşlarını dikkatlice seç.
- Arkadaşlarınızı dikkatlice seçin.

Pick your friends carefully.

Sami, Facebook arkadaşlarını gerçek hayatta tanımıyor.

Sami doesn't know his Facebook friends in real life.

Sen de arkadaşlarını davet ettin, değil mi?

You've invited your friends too, haven't you?

Tom, Mary'nin onun arkadaşlarını isteyeceğini düşünmediğini söyledi.

- Tom said he didn't think Mary would like his friends.
- Tom said that he didn't think Mary would like his friends.
- Tom said that he didn't think that Mary would like his friends.

Köpeğine ters takla atmayı öğreterek arkadaşlarını şaşırt.

Astonish your friends by teaching your dog to do backflips!

Tom bazı arkadaşlarını akşam yemeğine davet etti.

Tom has invited some friends over for dinner.

Tom arkadaşlarını bir mangal için davet etti.

Tom invited his friends over for a barbecue.

- O, arkadaşlarının tümünü unuttu.
- O, bütün arkadaşlarını unuttu.

He forgot all of his friends.

Son zamanlarda buralarda Tom ve arkadaşlarını gördün mü?

Have you seen Tom and his friends around here recently?

Benim senin arkadaşlarını sevmediğimi düşündüren şey ne sana?

- What makes you think I don't like your friends?
- What makes you think that I don't like your friends?

Ben senin arkadaşlarını sevmiyorum. Onlar hep şikayet ediyorlar.

I don't like your friends. They're always complaining.

Tom Mary ve arkadaşlarını akşam yemeğine davet etti.

Tom invited Mary and her friends to dinner.

Çocuklar anne ve babalarından çok arkadaşlarını taklit ederler.

Children imitate their friends rather than their parents.

- Bencilliğin sana arkadaşlarına mâl olacak.
- Bencilliğin sana arkadaşlarını kaybettirecek.

Your selfishness will lose you your friends.

Tom arkadaşlarını etkilemek istedi, ancak kendisi aptal haline geldi.

Tom wanted to impress his friends, but he just made a fool of himself.

Bugün arkadaşlarımı göreceğim ancak kız kardeşim kendi arkadaşlarını görmeyecek.

I'll see my friends tonight, but my sister won't see hers.

Sami gerçekten arkadaşlarını yakın, düşmanlarını ise daha da yakın tutuyordu.

Sami truly kept his friends close and his enemies closer.

Bazıları arkadaşlarını karşılamak için geldiler ve diğerleri onlarınkini yolcu etmek için.

Some have come to meet their friends and others to see theirs off.

Tom sınıf arkadaşlarını dansı erteleme hakkındaki fikirlerini değiştirmeleri için ikna edemedi.

Tom couldn't persuade his classmates to change their minds about postponing the dance.

Sarah'nın genç arkadaşları korkmaya başladı. Sadece o soğukkanlılığını korudu ve arkadaşlarını rahatlattı.

Sarah's young friends were starting to be scared. Only she kept her cool and reassured her friends.

Boşanmalar, boşanan çiftlerin ortak arkadaşlarını zor durumda bırakabilir, özellikle de ayrılık sert ve tantanalı olmuşsa.

Divorce can put mutual friends of the divorcing couple in a difficult position, particularly if it's an acrimonious split.