Translation of "Araması" in English

0.004 sec.

Examples of using "Araması" in a sentence and their english translations:

Sami'nin araması kaydedilmedi.

Sami's call was not recorded.

Onu onda araması gerekiyordu.

He was supposed to call her at ten.

Muhafızlar üst araması yaptı.

The guards performed a body cavity search.

Tom'un, karısını araması gerekiyor.

Tom needs to call his wife.

Sami'nin polisi araması gerekir.

Sami should call the police.

Sami'nin polisi araması gerekiyor.

Sami needs to call the police.

- Tom'un iki buçuk gibi araması lazımdı.
- Tom'un 2.30 civarı araması gerekiyordu.

Tom was supposed to call around 2:30.

Tom'a Mary'yi araması gerektiğini söyledim.

I told Tom that he should call Mary.

Tom bir telefon araması bekliyor.

Tom is waiting for a phone call.

Tom bir uyandırma araması istedi.

Tom asked for a wake-up call.

Tom polisi araması gerektiğini söyledi.

- Tom said he needed to call the police.
- Tom said that he needed to call the police.

Ben bir telefon araması yapabilir miyim?

Can I make a phone call?

Tom, John'u araması için Mary'yi gönderdi.

Tom sent Mary out to look for John.

Sadece hızlı bir Google araması yapayım.

Let me just do a quick Google search.

Tom'un 2.30'da Mary'yi araması gerekiyordu.

Tom was supposed to call Mary at 2:30.

Tom anonim bir telefon araması aldı.

Tom received an anonymous phone call.

Tom, senin için bir telefon araması var.

Tom, there's a telephone call for you.

Mary'yi araması için Tom'a rica edebilir misin?

Could you ask Tom to call Mary?

- Tom, Mary'yi aramalıydı.
- Tom'un Mary'yi araması gerekirdi.

- Tom should've called Mary.
- Tom should have called Mary.

Onun saat 2.30'da onu araması bekleniyordu.

She was supposed to call him at 2:30.

Sami bir polise bir telefon araması yaptı.

- Sami made a phone call to the police.
- Sami phoned the police.

Karısını acilen araması için bir mesaj aldı.

He received an urgent message to call his wife.

O, yönetimin alternatif gelir kaynaklarını araması gerektiğini savunuyor.

He argues that the administration must look for alternative sources of revenue.

Dün gece Tom'un Mary'yi araması gerekiyordu ama unuttu.

Tom was supposed to call Mary last night, but he forgot.

Bu kamu telefonunda kredi kartı araması yapabilir miyim?

Can I make a credit card call on this public phone?

Tom karısını araması için acil bir mesaj aldı.

Tom received an urgent message to call his wife.

- Telefon görüşmesi yapmam gerekiyor.
- Bir telefon araması yapmam gerekiyor.

I need to make a phone call.

Sonbaharda stokladığı yiyecekler de tükenmiş durumda. Soğuk gecede yiyecek araması gerek.

The food stores she laid down in the fall are now exhausted. She must search for food in the cold night.

- Güvenlik timi arabada bomba araması yaptı.
- Güvenlik ekibi arabada patlayıcı kontrolü yaptı.

The security team checked the car for explosives.

İnsan gözlüksüz bir şey göremediğinden, gözlüğü yokken gözlük araması çok sinir bozucu bir şey.

It's very frustrating to try to find your glasses when you can't see anything without glasses.

- Sami, Leyla'dan başka bir telefon aldı.
- Sami, Leyla'dan bir telefon daha aldı.
- Sami, Leyla'dan başka bir telefon araması aldı.
- Sami, Leyla'dan bir telefon çağrısı daha aldı.

Sami got another phone call from Layla.