Translation of "Aşçı" in English

0.014 sec.

Examples of using "Aşçı" in a sentence and their english translations:

Aşçı nerede?

Where's the cook?

Aşçı suçlu.

The cook is guilty.

Aşçı mutfakta oturuyor.

The cook is sitting in the kitchen.

Tom bir aşçı.

Tom is a cook.

Aşçı eti doğradı.

The cook chopped the meat.

Sami aşçı olacak.

Sami is going to be a cook.

Aşçı olarak çalışıyorum.

I work as a cook.

O bir korkunç aşçı.

She is an appalling cook.

Tom mükemmel bir aşçı.

Tom is an excellent cook.

Tom harika bir aşçı.

Tom is a fantastic cook.

Tom berbat bir aşçı.

Tom is a terrible cook.

Aşçı eti ızgarada pişirdi.

The cook broiled the meat.

İyi bir aşçı olmalısın.

You must be a good cook.

Tom, kötü bir aşçı.

Tom is a bad cook.

Karım iyi bir aşçı.

My wife is a good cook.

Aşçı lezzetli yemekler hazırlar.

The cook prepares delicious meals.

İyi bir aşçı olacağım.

I'm getting to be a good cook.

Tom bir aşçı olacak.

Tom is going to be a cook.

Ben bir aşçı olacağım.

I'm going to be a cook.

Tom'un aşçı olduğunu biliyordum.

- I knew that Tom was a cook.
- I knew Tom was a cook.

Tom'un aşçı olduğunu biliyorum.

- I know that Tom is a cook.
- I know Tom is a cook.

O iyi bir aşçı değildir.

- She isn't a good cook.
- She's not a good cook.

Gelecekte bir aşçı olmak istiyor.

He wants to become a cook in the future.

Erkek kardeşim bir aşçı oldu.

My brother became a cook.

Tom gerçekten iyi bir aşçı.

Tom is a really good cook.

Tom iyi bir aşçı değil.

- Tom isn't a good cook.
- Tom is not a good cook.

Tom çok harika bir aşçı.

Tom is a pretty amazing cook.

Sen iyi bir aşçı mısın?

Are you a good cook?

Tom gerçekten kötü bir aşçı.

Tom is a really bad cook.

Tom iyi bir aşçı mı?

Is Tom a good cook?

O bir eli çabuk aşçı.

He's a short order cook.

Onlar ilanla bir aşçı arıyorlar.

They are advertising for a cook.

Aşçı yıllarca aileye hizmet etti.

The cook served the family for many years.

O iyi bir aşçı değil.

- She isn't a good cook.
- She's not a good cook.

Tom, iyi bir aşçı değildir.

- Tom isn't a good cook.
- Tom is not a good cook.

Tom aşçı olmaya karar verdi.

Tom decided to become a cook.

Ben iyi bir aşçı değilim.

I'm not a good cook.

"O gemide aşçı mıydınız?" "Hayır."

"Were you a cook on that boat?" "No, I wasn't."

Tom çok kötü bir aşçı.

Tom is a very bad cook.

Tom iyi bir aşçı değildi.

Tom wasn't a good cook.

Tom bir aşçı, değil mi?

Tom is a cook, isn't he?

O çok iyi bir aşçı.

He is a very good cook.

- İyi bir aşçı.
- Aşçılığı iyi.

- He is a good cook.
- She is a good cook.

Annesi çok iyi bir aşçı.

His mother is a very good cook.

- Sence Tom iyi bir aşçı mı?
- Tom'un iyi bir aşçı olduğunu düşünüyor musun?

Do you think Tom is a good cook?

O iyi bir aşçı gibi görünüyor.

She seems to be a good cook.

Tom aslında çok iyi bir aşçı.

Tom is actually a very good cook.

Tom benden daha iyi bir aşçı.

Tom is a better cook than I am.

Aşçı her gün farklı yemekler hazırlar.

The cook prepares different dishes every day.

Kenji, bir aşçı olmaya karar verdi.

Kenji decided to become a cook.

Tom çok iyi bir aşçı değil.

Tom isn't a very good cook.

Korkarım ki iyi bir aşçı değilim.

- I'm afraid I'm not much of a cook.
- I'm afraid that I'm not much of a cook.

Kız kardeşi iyi bir aşçı değil.

Her daughter is not a good cook.

Ben çok iyi bir aşçı değilim.

I'm not much of a cook.

Tom Mary kadar iyi bir aşçı.

- Tom is as good a cook as Mary is.
- Tom is as good a cook as Mary.

Öyle iyi bir aşçı olduğunu bilmiyordum.

- I didn't know you were such a good cook.
- I didn't know that you were such a good cook.

İyi bir aşçı dünkü çorbayı atmaz.

A good cook doesn't throw out yesterday's soup.

Tom iyi bir aşçı gibi görünüyor.

Tom seems to be a good cook.

Tom Mary'den daha iyi bir aşçı.

- Tom is a better cook than Mary.
- Tom is a better cook than Mary is.

Tom artık bir aşçı olarak çalışmıyor.

Tom no longer works as a cook.

Tom iyi bir aşçı olduğunu düşünüyor.

- Tom thinks he's a good cook.
- Tom thinks that he's a good cook.

Tom bir aşçı olmaya karar verdi.

- Tom decided to become a cook.
- Tom has decided to become a cook.

Tom hâlâ bir aşçı olarak çalışıyor.

Tom is still working as a cook.

Tom iyi bir aşçı, değil mi?

Tom is a good cook, isn't he?

Tom berbat bir aşçı, değil mi?

Tom is a terrible cook, isn't he?

Tom'un korkunç bir aşçı olduğunu biliyorum.

- I know that Tom is a terrible cook.
- I know Tom is a terrible cook.

Tom'un iyi bir aşçı olduğunu biliyorum.

- I know that Tom is a good cook.
- I know Tom is a good cook.

Tom'un kötü bir aşçı olduğunu biliyorum.

- I know that Tom is a bad cook.
- I know Tom is a bad cook.

İyi bir aşçı iyi bir doktordur.

A good cook is a good doctor.

Tom benden çok daha iyi bir aşçı.

Tom is a much better cook than I am.

Bayan Wood çok iyi bir aşçı idi.

Mrs. Wood was a very good cook.

Çok iyi bir aşçı değilsin, değil mi?

- You're not a very good cook, are you?
- You aren't a very good cook, are you?

- Tom bir gurme aşçı.
- Tom bir şef.

Tom is a gourmet cook.

Tom'un oldukça iyi bir aşçı olduğunu düşünürdüm.

I used to think Tom was a pretty good cook.

Babamın iyi bir aşçı olmasından gurur duyuyorum.

I'm proud of my father being a good cook.

Tom, Mary'nin iyi bir aşçı olduğunu düşünüyordu.

- Tom thought Mary was a good cook.
- Tom thought that Mary was a good cook.

"O teknede aşçı mıydın sen?" "Hayır, değildim."

"Were you a cook on that boat?" "No, I wasn't."

Aşçı yemek tarifini dikkatli bir şekilde okudu.

The cook carefully read the recipe.

Tom'un çok iyi bir aşçı olmadığını biliyordum.

- I knew Tom wasn't a very good cook.
- I knew that Tom wasn't a very good cook.

Sen her zaman iyi bir aşçı oldun.

You've always been a good cook.

Tom iyi bir aşçı değil, değil mi?

Tom isn't a good cook, is he?

Tom çok iyi bir aşçı, değil mi?

Tom is a very good cook, isn't he?

Bence Tom çok iyi bir aşçı değil.

- I think that Tom isn't a very good cook.
- I think Tom isn't a very good cook.

Tom'un çok iyi bir aşçı olduğunu biliyorum.

- I know that Tom is a very good cook.
- I know Tom is a very good cook.

Tom'un çok kötü bir aşçı olduğunu biliyorum.

- I know that Tom is a very bad cook.
- I know Tom is a very bad cook.

Mary harika bir aşçı, öyle değil mi?

Mary is a fantastic cook, isn't she?

Onun kız kardeşi iyi bir aşçı gibi görünüyor.

It seems that his sister is a good cook.

Filmin sonunda aşçı katil çıkmazsa ben ne olayım!

I'll be damned, if by the end of the movie the chef doesn't turn out to be the killer.

Ben babamın iyi bir aşçı olmasından gurur duyuyorum.

I'm proud that my father is a good cook.

Tom Mary'nin çok iyi bir aşçı olmadığını düşünüyordu.

- Tom thought Mary wasn't a very good cook.
- Tom thought that Mary wasn't a very good cook.

Tom, Mary'nin öylesine iyi bir aşçı olduğunu bilmiyordu.

Tom didn't know Mary was such a good cook.

Tom odunla yanan aşçı sobası için odun yardı.

Tom chopped wood for his woodburning cook stove.

Gerçekten Tom'un iyi bir aşçı olduğunu mu düşünüyorsun?

Do you really think Tom is a good cook?

- Karın iyi bir aşçı mı?
- Karının yemekleri güzel mi?

Is your wife a good cook?

Ablam iyi bir aşçı değildir ve ben de öyleyim.

- My sister is not a good cook, and neither am I.
- My sister isn't a good cook, and neither am I.