Translation of "şiddetten" in English

0.030 sec.

Examples of using "şiddetten" in a sentence and their english translations:

Şiddetten hoşlanmayız.

We don't like violence.

Biz şiddetten iğreniriz.

We abhor violence.

O, şiddetten iğrenir.

She abhors violence.

Şiddetten nefret ediyorum.

- I abhor violence.
- I hate violence.

Şiddetten nefret ederim.

I hate violence.

Biz şiddetten nefret ederiz.

- We hate violence.
- We dislike violence.

O, şiddetten nefret ediyor.

He abhors violence.

Tom şiddetten nefret ediyor.

Tom abhors violence.

Mary şiddetten nefret ediyor.

Mary abhors violence.

Onlar şiddetten nefret ediyor.

They abhor violence.

O şiddetten nefret eder.

She abhored violence.

İnsanlar şiddetten yorgun düşüyorlardı.

The people were through with violence.

Nezaket şiddetten daha fazlasını yapar.

Kindness does more than violence.

İyilik, şiddetten daha fazlasını yapar.

Goodness does more than violence.

Sen şiddetten nefret ediyorsun, değil mi?

You abhor violence, don't you?

- Kan ve şiddetten etkileniyorlar.
- Gözlerini kan ve şiddet bürümüş.

- They are fascinated by blood and violence.
- They're fascinated by blood and violence.

Beurs March birkaç bölüm ırkçılık ve şiddetten sonra patlak verdi.

The Beurs March broke out after several episodes of racism and violence.

Alkolle ilgili ölümün dört ana nedeni vardır. Araba kazalarından ya da şiddetten yaralanma biri, karaciğer sirozu, kanser, kalp ve kan sistemi gibi hastalıklar diğerleri.

There are four main causes of alcohol-related death. Injury from car accidents or violence is one. Diseases like cirrhosis of the liver, cancer, heart and blood system diseases are the others.