Translation of "ömrü" in English

0.009 sec.

Examples of using "ömrü" in a sentence and their english translations:

İnsan ömrü kısadır.

Human life is short.

- Bütün ömrü boyunca orada yaşadı.
- Ömrü orada geçti.

He's lived there all his life.

Gandhi'nin ömrü boyunca soluduğu

contained around 400,000 of the same argon atoms

Kelebeklerin ömrü üç gündür.

The lifetime of a butterfly is three days.

Bir kelebeğin ömrü kısadır.

The life span of a butterfly is short.

Ömrü hayatını köyde geçirdi.

He has spent all his born days in the village.

Mozart'ın ömrü çok kısaydı.

Mozart's life was very short.

Tom'un üç ay ömrü var.

Tom has three months to live.

Bu pilin ömrü ne kadar?

How long will this battery last?

Bu haftasonunu ömrü boyunca hatırlayacak.

He will remember this weekend as long as he lives.

Deniz kaplumbağalarının uzun bir ömrü vardır.

Sea turtles have a long lifespan.

Bir köpeğin ortalama ömrü on yıldır.

The average life of a dog is ten years.

E birde 6 aylık ömrü kaldığını öğrenince

When he finds out that he has 6 months of life left

Plütonyum-239'un yarı ömrü 24.100 yıldır.

Plutonium-239 has a half-life of 24,100 years.

Aktinyum-224'ün yarı ömrü 2.7 saattir.

The half life of actinium-224 is 2.7 hours.

Tom ömrü boyunca otuzdan fazla kitap yazdı.

Tom wrote over thirty books in his lifetime.

Doktor hastanın sadece birkaç günlük ömrü olduğunu vurguladı.

The doctor emphasized that the patient had only a few days.

Aktinyum-225'in yarı ömrü yaklaşık 10 gündür.

The half life of actinium-225 is approximately 10 days.

- Tom uzun yaşadı.
- Tom'un uzun bir ömrü oldu.

Tom had a long life.

- Tom bütün hayatını burada yaşadı.
- Tom'un ömrü burada geçti.

Tom has lived here all his life.

- O, bütün hayatı boyunca fakir kaldı.
- Ömrü boyunca fakirliği bitmedi.

He remained poor all his life.

Şarabı, kadını ve şarkıyı sevmeyen bütün ömrü boyunca bir aptal kalır.

He who loves not wine, woman and songs, remains a fool his whole life long.

- Biz Tom'un çok daha uzun yaşamasını beklemiyoruz.
- Tom'un fazla ömrü kaldığını sanmıyoruz.

We don't expect Tom to live much longer.

Ve hızlı öğrenmesi gerek çünkü bir yıldan biraz fazla bir ömrü var. 52. GÜN

And she's got to learn fast because she's only got just over a year to live.

- Tom çocuklarının liseden mezun olduğunu görmek için yaşamadı.
- Tom'un ömrü çocuklarının liseyi bitirmesini görmeye yetmedi.

Tom didn't live to see his children graduate from high school.

Doktorunun, uzun ömrü hakkında ne düşündüğü sorulduğunda yüzyıllık çınar: "Doktorum yok. Öldü." diye yanıt verdi.

Asked what her doctor thought about her longevity, the centenarian replied: "I don't have a doctor. He died."

- Tom'un beni daha uzun yaşatacağını her zaman düşündüm.
- Tom'un ömrü benden uzun olur diye düşünüyordum hep.

I always thought Tom would outlive me.

RAB, "Ruhum insanda sonsuza dek kalmayacak, çünkü o ölümlüdür" dedi, "İnsanın ömrü yüz yirmi yıl olacak."

And God said: My spirit shall not remain in man for ever, because he is flesh, and his days shall be a hundred and twenty years.

- Kadınlar genellikle kocalarından daha uzun yaşarlar.
- Kadınlar genellikle kocalarından daha uzun yaşar.
- Kadınların ömrü genellikle eşlerinden uzun olur.

Women generally outlive their husbands.

- Karılar genellikle kocalardan daha uzun yaşarlar.
- Kadınlar genellikle kocalarından daha uzun yaşar.
- Kadınların ömrü genellikle eşlerinden uzun olur.

Wives usually outlive husbands.

1986 yılında Sovyetler Birliği, Mir Uzay İstasyonunu fırlattı. 15 yıllık ömrü boyunca, dünya yörüngesindeki en büyük uzay istasyonuydu.

In 1986, the Soviet Union launched the Space Station Mir. During its 15 year lifetime, it was the largest space station to orbit the Earth.

- Avustralya'da ortalama yaşam süresi ne kadar?
- Avustralya'da ortalama insan ömrü kaç yıl?
- Avustralya'da beklenen yaşam süresi ne kadardır?

What's the average life span in Australia?