Translation of "çete" in English

0.007 sec.

Examples of using "çete" in a sentence and their english translations:

Onlar çete olduğumuzu düşünüyorlar.

They think we're a gang.

Çete bir soygun planlıyordu.

The gang was planning a robbery.

Onların çete renkleri mordur.

Their gang color is purple.

Çete, Fadıl'ın ailesi oldu.

The gang became Fadil's family.

Bir çete tarafından dövüldü.

She was beaten up by a gang.

Tom bir çete üyesi.

Tom is a gang member.

Tom bir çete üyesiydi.

Tom was a gang member.

Çete, Sami'nin ailesi oldu.

The gang became Sami's family.

Ama bu şehirli çete ayakta.

But not this urban gang.

Çete, şehrin altını üstüne getiriyor.

The mob run riot through the city.

Büyük büyükbabam bir çete lideriydi.

My great-grandfather was a gang leader.

O bir çete tarafından dövüldü.

He was beaten up by a gang.

Ben bir çete tarafından dövüldüm.

I was beaten up by a gang.

Tom bir çete tarafından dövüldü.

Tom was beaten up by a gang.

Tom bir çete üyesi değil.

Tom isn't a gang member.

Tom artık çete üyesi değil.

- Tom isn't a gang member any longer.
- Tom isn't a gang member anymore.
- Tom is no longer a gang member.

Kendi çete üyeleri tarafından öldürüldü.

He was killed by his own gang members.

Uyuşturucu satıcılarını, çete üyelerini örnek alıyordum.

piecing together what masculinity looks like.

Çete şehir çöplüğünde bir araya geldi.

The gang met up at the city dump.

Tom bir motosikletli çete üyesine benziyordu.

Tom looked like a motorcycle gang member.

Biri çete üyelerini polise ihbar etti.

Somebody tipped off the gang members to the police surveillance.

Tom'un çete üyelerinin tümü sonunda tutuklandı.

All of Tom's gang members were eventually arrested.

Tom yerel bir çete tarafından kaçırıldı.

Tom was kidnapped by a local gang.

Tom kendi çete üyeleri tarafından öldürüldü.

Tom was killed by his own gang members.

Sami artık bir çete üyesi değil.

Sami is no longer a gang member.

Sami eve iki çete üyesi getirdi.

Sami brought home two gang members.

Tom bir çete üyesi, değil mi?

Tom is a gang member, isn't he?

Üç kişilik bir çete güpegündüz bankayı soydular.

A gang of three robbed the bank in broad daylight.

Tom bir çete üyesidir. Ondan uzak durmalısın.

Tom is a gang member. You should stay away from him.

Çete onu yere yıktı ve saatini çaldı.

The gang knocked him down and robbed him of his watch.

Dikkatli ol. Sokaklarda dolaşan çete üyeleri var.

Be careful. There are gang members prowling the streets.

Bu mahallede çok sayıda çete üyesi var.

There are a lot of gang members in this neighborhood.

Sami çalıntı arabayı bir çete üyesine sattı.

Sami sold the stolen car to a gang member.

Çete, Tom adında acımasız bir suçlu tarafından yönetiliyor.

The gang is lead by a ruthless criminal called Tom.

Çete, terk edilmiş bir binada kendi üslerinini kurdu.

The gang established their base at an abandoned building.

Kendimi uyuşturucu satıcıları ve çete üyelerini üstün görürken bulmuştum.

I found myself idolizing and looking up to drug dealers and to gang members.

Bu cadde üzerinde sert çocuklar oluşan bir çete var.

There's a gang of tough kids on this street.

O şiddetli bir çete ile bir çatışmada yer aldı.

He was involved in a skirmish with a violent gang.

Bu filmde onların her ikisi de kötü çete liderleri canlandıracak.

In this film they both portray notorious gang leaders.

Çete lideri Tom tüm rakip çetelere topyekün savaş ilan etti.

Tom, the gang leader, announced an all-out war with all the rival gangs.

Çete temel olarak uyuşturucu satıcıları ve tehlikeli eski hükümlülerden oluşur.

The gang was mainly composed of drug dealers and dangerous ex-convicts.

Çete 100.000 dolar fidye için Tom'u serbest bırakmayı kabul etti.

The gang agreed to release Tom for a ransom of $100,000.

- Oğlun bir gangster.
- Oğlun bir çete üyesi.
- Oğlun bir çetecidir.

Your son is a gangster.

Erkek kardeşi rakip bir çete tarafından öldürüldükten sonra, Tom intikam planladı.

After his brother was killed by a rival gang, Tom planned revenge.

Lander ayaklanmanın ve çete davranışının yoksulluğun ve kötü ekonomik koşulların bir sonucu olduklarını varsayıyor.

Lander assumes that rioting and gang behavior are a result of poverty and poor economic conditions.

Gangasterler bir rakip çete liderini öldürmek için planları gereği onun içeri girmesine izin verdiler.

The gangsters let him in on their plan to knock off a rival gang leader.

- Sami İslam'a geçmeden önce eski bir çete üyesiydi.
- Sami Müslüman olmadan önce mafya elemanıydı.

Sami was an ex-gang member before he converted to Islam.