Translation of "Sami'nin" in French

0.005 sec.

Examples of using "Sami'nin" in a sentence and their french translations:

Sami'nin kayığı çalınmıştı.

Le bateau de Sami a été volé.

Sami'nin notları düştü.

Les notes de Sami ont chuté.

Sami'nin hesapları donduruldu.

Les comptes de Sami sont bloqués.

Sami'nin cesedi bulundu.

Le corps de Sami a été retrouvé.

Sami'nin inancı sarsıldı.

La foi de Sami fut ébranlée.

Sami'nin patlayıcıları vardı.

Sami avait des explosifs.

Sami'nin arkadaşları eşcinseldir.

Les amis de Sami sont gays.

- Sami'nin kendi yöntemleri var.
- Sami'nin kendi metotları var.

Sami a ses propres méthodes.

- Sami'nin uçağı araziye düştü.
- Sami'nin uçağı tarlaya düştü.

- L'avion de Sami s'est écrasé dans le champ.
- L'avion de Sami s'écrasa dans le champ.

Çete, Sami'nin ailesi oldu.

Le gang est devenu la famille de Sami.

Sami'nin sorumluluk üstlenmesi gerekir.

Sami devrait en assumer la responsabilité.

Sami'nin korkuları gerçek oldu.

- Les peurs de Sami sont devenues réalité.
- Les peurs de Sami devinrent réalité.

Sami'nin bulaşık makinesi çalışmıyordu.

Le lave-vaisselle de Sami ne fonctionnait pas.

Sami'nin bir karısı var.

Sami a bien une femme.

Sami'nin uçağı kalkmadı bile.

L'avion de Sami n'a pas encore décollé.

- Sami'nin saat dokuzda öldüğü söylendi.
- Sami'nin saat dokuzda öldüğü açıklandı.

Sami a été déclaré mort à neuf heures.

Leyla, Sami'nin eşcinsel olduğunu düşündü.

Laïla pensait que Sami était gay.

Sami'nin her şeyi değiştirmesi gerekir.

Sami doit tout changer.

Sami'nin DNA'sı eldivenin üzerinde bulundu.

L'ADN de Sami a été trouvé dans le gant.

Sami'nin onarılması gereken arabaları vardı.

Sami possédait des voitures qui avaient besoin d'être réparées.

Sami'nin DNA'sı bardağın üzerinde bulundu.

L'ADN de Sami a été trouvé sur le verre.

Kasabadaki herkes Sami'nin ölümü karşısında hayrete düşmüştü.

Tout le monde en ville a été stupéfait par la mort de Sami.

Faturayı ödemek için Sami'nin otuz günü var.

Sami dispose de trente jours pour payer la facture.

- Sami'ye gözlük lazımdı.
- Sami'nin gözlüğe ihtiyacı vardı.

Sami avait besoin de lunettes.

Her ne ise, Sami'nin ne istediğini bilmek isterim.

Quoi qu'il en soit, j'aimerais savoir ce que Sami veut.

Sana Sami'nin az önce istifa ettiğini söylemeye geldim.

Je suis venu vous dire que Sami vient de démissionner.

- Sami'nin anahtarı var.
- Sami anahtara sahip.
- Anahtar Sami'de.

Sami a la clé.

- Sami'nin bir sırrı var.
- Sami bir sırra sahip.

Sami a un secret.

Sami'nin son sekreteri onun harika bir patron olduğunu söyledi.

Le dernier secrétaire de Sami a dit qu'il était un patron merveilleux.

Sami'nin Leyla'nın bir erkek arkadaşı olduğu hakkında hiç fikri yoktu.

Sami ne savait pas que Layla avait un petit ami.