Translation of "çelimsiz" in English

0.003 sec.

Examples of using "çelimsiz" in a sentence and their english translations:

O yaşlılığında çelimsiz oldu.

He's become frail in his old age.

Tom çelimsiz bir çocuk değil.

Tom isn't a scrawny kid.

Çelimsiz yaşlı adam inatla bir tekerlekli sandalyeyi kullanmayı reddetti.

The frail old man stubbornly refused to make use of a wheelchair.

- O yaşlılığında çelimsiz oldu.
- Yaşlanınca elden ayaktan düştü.
- Yaşlılığında düşkünleşti.
- İhtiyarlığında güçten kuvvetten kesildi.

- Because he is old, he, too, has grown weak.
- He's become frail in his old age.