Translation of "çekirdek" in English

çünkü çekirdek soğumuş

because the core has cooled down

Katı, çok katmanlı çekirdek.

It's the solid, multi-layered core.

Dünyanın merkezinde bir çekirdek var

there is a core in the center of the world

200 gram koyu kavrulmuş Tanzanya çekirdek kahve lütfen.

200 grams of Tanzania dark roast coffee beans, please.

Bir kuyruklu yıldızın çekirdek denilen ayrı bir merkezi vardır.

A comet has a distinct center called a nucleus.

Protonlar ve nötronlar atomun çekirdek denilen merkezinde bir araya gelirler. Elektronlar çekirdeğin etrafında dönerler.

The protons and neutrons cluster together in the center of the atom in what is called the nucleus. The electrons orbit around the nucleus.

Helium ikinci en basit atomdur. O, iki proton ve iki nötron içeren bir çekirdekten oluşur. Çekirdek etrafında 2 elektron döner.

- Helium is the second simplest atom. It consists of a nucleus containing 2 protons and 2 neutrons. Around the nucleus orbits 2 electrons.
- Helium is the second simplest atom. It consists of a nucleus containing two protons and two neutrons. Around the nucleus orbits two electrons.

Çekirdek aile genç bir önyargıdır; aslında, aileler sadece göreli zenginliğin son 50 ya da 60 yılı içinde birkaç yakın üyenin etrafında inşa edilmiştir.

The nuclear family is a young prejudice; in fact, families have only been built around the few immediate members in the last 50 or 60 years of relative wealth.