Translation of "çıkarmaya" in English

0.011 sec.

Examples of using "çıkarmaya" in a sentence and their english translations:

Hisleri kafamdan çıkarmaya çalışıp

of what I should be experiencing.

Baştan çıkarmaya karşı dayanıklıdır.

He is proof against temptation.

Mary elbiselerini çıkarmaya başladı.

Mary started taking her clothes off.

Kavga çıkarmaya mı çalışıyorsun?

Are you trying to pick a fight?

Tom'u buradan çıkarmaya çalışalım.

Let's try and get Tom out of here.

Tom eldivenlerini çıkarmaya başladı.

Tom began to remove his gloves.

Tom ceketini çıkarmaya başladı.

Tom started to take off his jacket.

Tom giysilerini çıkarmaya başladı.

- Tom started taking his clothes off.
- Tom started taking off his clothes.

Sürekli kavga çıkarmaya çalışırdı.

He was always trying to provoke an argument.

Doktorlar, kurşunu çıkarmaya korkuyorlardı.

Doctors were afraid to remove the bullet.

Tom ayakkabılarını çıkarmaya başladı.

- Tom started taking his shoes off.
- Tom started taking off his shoes.

O kıyafetlerini çıkarmaya başladı.

She started taking her clothes off.

- Sabun kiri çıkarmaya yardım eder.
- Sabun kiri çıkarmaya yardımcı olur.

Soap helps remove the dirt.

- Leyla tesettürünü çıkarmaya karar verdi.
- Leyla türbanını çıkarmaya karar verdi.

Layla decided to remove her hijab.

O, burada karışıklık çıkarmaya çalışıyor.

He's here trying to stir up trouble.

Sanık eylemlerini haklı çıkarmaya çalıştı.

The accused tried to justify his actions.

Tom sekreterini baştan çıkarmaya çalıştı.

Tom tried to seduce his secretary.

Tom eşyaları kutudan çıkarmaya başladı.

- Tom started taking things out of the box.
- Tom started to take things out of the box.

Köpekleri evden dışarı çıkarmaya çalıştım.

I tried to take our dog out of our house.

O beni baştan çıkarmaya çalıştı.

He tried to seduce me.

Tom çantaları kamyondan çıkarmaya başladı.

Tom started to unload the sacks from the truck.

Linda, Dan'i baştan çıkarmaya çalıştı.

Linda tried to seduce Dan.

Benimle kavga çıkarmaya mı çalışıyorsun?

- Are you trying to pick a quarrel with me?
- Are you trying to pick a fight with me?

Bunun tadını çıkarmaya çalışmak istiyorum.

I want to try to enjoy this.

Benimle kavga çıkarmaya çalışmaktan vazgeç.

Stop trying to pick a fight with me.

Ne olduğunu ortaya çıkarmaya kararlıyız.

We're determined to find out what happened.

Ben sadece gerçeği ortaya çıkarmaya çalışıyorum.

I'm just trying to uncover the truth.

Tom'u yaşam desteğinden çıkarmaya karar verdik.

We've decided to remove Tom from life support.

Onlar onu gruplarından çıkarmaya karar verdi.

They decided to exclude him from their circle.

Tom giysilerindeki kanı yıkayarak çıkarmaya çalıştı.

Tom tried to wash the blood off his clothes.

Tom Mary'nin parmağından kıymığı çıkarmaya çalıştı.

Tom tried to get the splinter out of Mary's finger.

Sami, öfkesini Leyla'nın çocuklarından çıkarmaya başladı.

Sami started taking his anger out on Layla's children.

Sami elbiselerini ve ayakkabılarını çıkarmaya zorlandı.

Sami was forced to take off his clothes and shoes.

Bir doktor, onun sırtındaki mermiyi çıkarmaya çalıştı.

A doctor tried to remove the bullet from his back.

Bir doktor, başkanın kafasındaki kurşunu çıkarmaya çalıştı.

A doctor tried to remove the bullet from the president's head.

Sami Layla'yı öpüyorken, Layla'nın pantalonunu çıkarmaya başladı.

Sami started to undo Layla's pants as he was kissingb her.

Seni hastaneden çıkarmaya ne zaman izin verdiler?

When did they let you out of the hospital?

Bu kadar sıcaksa bütün elbiselerini çıkarmaya ne dersin?

If it's that hot, how about you take off all your clothes?

Pekâlâ, demek bu geyik boynuzlarından sıvı çıkarmaya çalışmamı istiyorsunuz?

Okay, so you want me to try and get some fluids out of these fire sticks.

O, genç adamı aklından çıkarmaya çalıştı ama bu olanaksızdı.

She tried to put the young man out of her mind, but it was impossible.

Tüm sabahımı gözyaşları içinde, alyansımı düşürdüğüm lavabodan çıkarmaya çalışarak geçirdim.

I spent my whole morning all in tears trying to fish my wedding ring from the drain.

Oraya gönderilecekti ama bunun yerine onu işten çıkarmaya karar verdiler.

He was going to be transferred there, but they decided to fire him instead.

Sonra mahallenin muhtarı, davetsiz misafirleri bölgesinden çıkarmaya karar verdi ve kovalama başladı.

That’s when the biggest boy on the block decided it was time to show his intruders the jungle door, and the chase was on.

Geçmişi unutun. Dünle karşılaştırıldığında, bugünü daha çok seviyorum. Bunun sebebi anın tadını çıkarmaya çalışıyorum, bu kadar.

Forget about the past. Compared to yesterday, I like today more. That's why I try to enjoy the moment, that's all.

- Ben olsam farklı anlamlar yüklemezdim buna.
- Ben olsam çok fazla anlam çıkarmaya çalışmazdım.
- Ben olsam kafamı çok takmazdım buna.

I wouldn't read too much into it.