Translation of "çıkarmıyor" in English

0.002 sec.

Examples of using "çıkarmıyor" in a sentence and their english translations:

Bacası duman çıkarmıyor.

His chimney isn't smoking.

Buradaki DNA Tom'u temize çıkarmıyor.

The DNA here doesn't exonerate Tom.

O güzel ses çıkarmıyor mu?

Doesn't that sound nice?

Tom gerçekten Mary ile şarkı söylemenin keyfini çıkarmıyor.

Tom doesn't really enjoy singing with Mary.