Translation of "çözebilecek" in English

Tom sorunu çözebilecek.

Tom will be able to solve the problem.

Onları hiç çözebilecek miydim?

Could I ever untangle them?

Bay Thomas sorunu çözebilecek.

Mr. Thomas will be able to solve the problem.

Sanırım Tom sorunu çözebilecek.

- I think Tom will be able to solve the problem.
- I think that Tom will be able to solve the problem.

Tom sorunu çözebilecek, sanırım.

Tom will be able to solve the problem, I think.

Tom bu sorunu çözebilecek tek kişi.

Tom is the only one who can solve this problem.

Sadece atak bir zihin bu bilmeceyi çözebilecek.

Only an audacious mind will be able to solve this riddle.

Tom bu sorunu çözebilecek tek kişi olabilir.

Tom may be the only one who can solve this problem.

Bu sorunu çözebilecek tek kişi o olabilir.

He may be the only one who can solve this problem.

Bunu gerçekten de bulup ne olduğunu çözebilecek miyiz?

Will we actually find it and figure out what it is?

O sorunu yardım olmadan çözebilecek birini hiç görmedim.

I have never seen anyone who could solve that problem without help.

Polinom zamanında bu problemi çözebilecek bir algoritma henüz bulunmadı.

No algorithm that can solve this problem in polynomial time has been found yet.