Translation of "Pazar" in Dutch

0.016 sec.

Examples of using "Pazar" in a sentence and their dutch translations:

Yarın pazar.

Morgen is het zondag.

Bugün pazar.

Vandaag is het zondag.

Pazar nerede?

Waar is de markt?

- Pazar günü çalışmam.
- Ben pazar günü çalışmam.

- Ik werk niet op zondag.
- Ik werk 's zondags niet.

Pazar günü için?

En zondag?

Yarın Cumartesi. Pazar.

Morgen is het zaterdag. Zondag.

Pazar günü yağar.

Het valt op zondag.

Pazar günü görüşürüz!

Tot zondag!

Pazar izin günüdür.

Zondag is rustdag.

Pazar günü gidiyorum.

Ik vertrek zondag.

- Pazar günü kiliseye giderim.
- Pazar günleri kiliseye giderim.

- 's Zondags ga ik naar de kerk.
- Zondags ga ik naar de kerk.

- Ben pazar günü bile çalışırım.
- Pazar günü bile çalışırım.

Ik werk zelfs op zondag.

Mağaza Pazar günleri kapalıdır.

De winkel is zondags toe.

Pazar sabahları geç kalkar.

- Op zondagmorgen staat ze laat op.
- Zondags 's morgens staat ze laat op.

Pazar akşamı gelebilir misin?

Kunt ge zondagavond komen?

Pazar günü seni arayacağım.

Ik kom je zondag bezoeken.

Pazar haftanın ilk günüdür.

Zondag is de eerste dag van de week.

Pazar günleri kiliseye giderim.

- 's Zondags ga ik naar de kerk.
- Zondags ga ik naar de kerk.

Pazar günü kiliseye giderim.

Zondags ga ik naar de kerk.

Ben pazar günü çalışmam.

- Ik werk niet op zondag.
- Ik werk 's zondags niet.
- Ik werk zondags niet.

Pazar günleri çalışır mısın?

Werk je op zondag?

Pazar bile çalışmak zorundaydı.

Hij moest zelfs op zondag werken.

Pazar günü okula gitmem.

Ik ga niet naar school op zondag.

Pazar günleri sinemaya giderdi.

Vroeger ging ik op zondag naar de film.

Her gün Pazar değildir.

Het is niet alle dagen zondag.

Geçen Pazar ne yaptın?

Wat heb je afgelopen zondag gedaan?

Her pazar kiliseye gider.

Ze gaat elke zondag naar de kerk.

Her pazar kiliseye giderim.

Ik ga elke zondag naar de kerk.

Pazar, cumartesiden sonra gelir.

Zondag komt na zaterdag.

O, pazar günleri çalışır.

Hij werkt op zondag.

Tembel pazar günlerini severim.

Ik ben dol op luie zaterdagen.

Her pazar tenis oynardı.

Zij speelde elke zondag tennis.

Pazar günü çalışmak zorundaydım.

Ik moest op zondag werken.

Biz pazar günü oynarız.

We spelen op zondag.

Mağazalar pazar günü kapalıdır.

De winkels zijn op zondag gesloten.

- Pazar çalışmak zorunda mısın?
- Pazar günü çalışmaya ihtiyacın var mı?

Moet je zondags werken?

- Pazar günleri çalışmak zorunda mısın?
- Pazar günleri çalışmak zorunda mısınız?

Moet je zondags werken?

- Pazar günleri hariç her gün çalışırım.
- Pazar hariç her gün çalışırım.

Ik werk elke dag behalve zondag.

Önümüzdeki Pazar gününü boş tutun.

Hou volgende zondag vrij.

Babam her Pazar golf oynar.

- Mijn vader speelt elke zondag golf.
- Mijn vader golft elke zondag.

O Pazar günleri genellikle evdedir.

Ze is meestal thuis op zondag.

Onlar Pazar sabahı kiliseye giderler.

- Op zondagmorgen gaan ze naar de kerk.
- Zij gaan naar de kerk op zondagochtend.

Pazar gününe kadar bitirmen zorunlu.

Ge moet zeker tegen zondag klaar zijn.

Geçen pazar günü parka gittim.

Afgelopen zondag ben ik naar het park gegaan.

Benim pazar günü işim yok.

Ik ben vrij op zondag.

O, her Pazar golf oynar.

Hij speelt elke zondag golf.

Pazar hariç her gün çalışırım.

Ik werk alle dagen behalve op zondag.

Pazar günleri müze açık değil.

Op zondag is het museum niet open.

O,pazar sabahları geç kalkar.

- Op zondagmorgen staat ze laat op.
- Zondags 's morgens staat ze laat op.

Tom geçen Pazar yatakta hastaydı.

Afgelopen zondag lag Tom ziek op bed.

Pazar sabahı onu ziyaret ettim.

- Ik heb haar zondagochtend bezocht.
- Ik bezocht haar op zondagochtend.

Pazar günü onunla tenis oynardım.

Ik zou op zondag met hem gaan tennissen.

Tom geçen pazar kilisede değildi.

Tom was de afgelopen zondag niet in de kerk.

Önümüzdeki Pazar teyzemizi ziyarete gidiyoruz.

De volgende zondag gaan we onze tante bezoeken.

O, her Pazar tenis oynar.

Ze speelt elke zondag tennis.

Pazar hariç her gün çalışır.

Hij werkt iedere dag, behalve op zondag.

Babam pazar günü kiliseye gider.

Mijn vader gaat 's zondags naar de kerk.

Tom Pazar sabahı kiliseye gider.

Tom gaat op zondagmorgen naar de kerk.

Leyla önceki pazar günü evimdeydi.

Layla was bij mij thuis afgelopen zondag.

- Pazarları evdeyiz.
- Pazar günleri evdeyiz.

Zondags zijn we thuis.

Çin gelişmekte olan bir pazar.

China is een opkomende markt.

- O, pazar günü New York'a gidiyor.
- O pazar günü New York'a gidiyor.

Ze vertrekt zondag naar New York.

Bunun için de Pazar çizimi dediğim

Daarom ben ik voor mezelf begonnen met een oefening

Bugün Pazar olsa, balık tutmaya giderim.

- Als het vandaag zondag was, dan zou ik gaan vissen.
- Als het vandaag zondag was, dan ging ik vissen.

Bazı insanlar Pazar sabahı kiliseye gider.

Enkele mensen gaan de zondagmorgen naar de kerk.

Geçen Pazar onun nereye gittiğini soracağım.

Ik zal hem vragen waar hij vorige zondag naartoe gegaan is.

Bu yıl sevgililer günü pazar günü.

Valentijnsdag valt dit jaar op een zondag.

O, pazar günü nadiren evde kalır.

Hij blijft zelden thuis op zondag.

Geçen Pazar gününden beri onu görmedim.

Ik heb hem na de vorige zondag niet meer gezien.

Babam Pazar günleri bahçe işleri yapar.

Mijn vader tuiniert zondags.

Biz Amerika'dayken her pazar kiliseye giderdik.

Toen we in Amerika waren gingen we elke zondag naar de kerk.

Pazar günleri hariç her gün çalışırım.

Ik werk alle dagen behalve op zondag.

Pazar olduğu için, dükkanlar açık değildi.

Omdat het zondag was, waren de winkels niet open.

Pazar günü genellikle kart oyunu oynarız.

Op zondag spelen we dikwijls kaart.

Cumartesi ve pazar günleri dinlenme günleridir.

Zaterdag en zondag zijn rustdagen.

Gelecek pazar barbekü partisi vermeye ne dersin?

Wat dacht je van een barbecuefeestje aankomende zondag?