Translation of "Geçiyor" in Dutch

Unutmayın, zaman geçiyor.

De tijd dringt.

Onlar dalga geçiyor.

- Ze maken een grapje.
- Zij maken een grapje.

Zaman boşa geçiyor.

- De tijd loopt.
- We hebben geen tijd te verliezen.

Zaman çabucak geçiyor.

De tijd vliegt voorbij.

Gününüz güzel geçiyor mu?

heb je een goede dag?

Bir çocuk caddeyi geçiyor.

Een jongen steekt de straat over.

Saat onu yirmi geçiyor.

- Het is tien voor half elf.
- Het is twintig over tien.

O, şimdi caddeyi geçiyor.

Hij is nu de straat over aan het steken.

Saat dokuzu çeyrek geçiyor.

Het is kwart over negen.

Zaman çok hızlı geçiyor.

De tijd gaat snel voorbij.

Tom dalga mı geçiyor?

Maakt Tom een grapje?

Saat onu dokuz geçiyor.

Het is negen over tien.

Saat biri beş geçiyor.

Het is vijf over één.

Saat biri on geçiyor.

Het is tien over één.

Saat biri çeyrek geçiyor.

Het is kwart over één.

Saat biri yirmi geçiyor.

Het is tien voor half twee.

Yatmanın zamanı geldi de, geçiyor.

- Het is de hoogste tijd om naar bed te gaan.
- Het is hoog tijd voor bed.
- Het is de hoogste tijd voor bed.

Gitmemizin zamanı geldi de, geçiyor.

Het is tijd dat we vertrekken.

Saat bir buçuğu beş geçiyor.

Het is vijf over half twee.

"Saat kaç?" "Üçü yirmi geçiyor."

"Hoe laat is het?" "Het is twintig over drie."

Bir araba geçiyor. Onu kaçırmak istemem!

Daar is een auto. Ik wil hem niet missen.

Kaçamayan çevik istilacı tekrar atağa geçiyor.

Zonder vluchtweg, valt de lenige indringer opnieuw aan.

Berbere gitmenin zamanı geldi de geçiyor.

Het wordt tijd dat je naar de kapper gaat.

Birinin gelme zamanı geldi de geçiyor.

Het is hoog tijd dat iemand komt opdagen.

Tom'un aklından ne geçiyor merak ediyorum.

Ik vraag me af wat er in Toms hoofd omgaat.

Sonra anne ikinci kez kırmızı ışıkta geçiyor,

Vervolgens rijdt die moeder door nog een rood licht

- Saat dokuzu çeyrek geçiyor.
- Saat dokuz çeyrek.

Het is kwart over negen.

Benim yıllık gelirim beş milyona yeni geçiyor.

Mijn jaarinkomen is boven de vijf miljoen yen.

Yoksa balıklar oraya gelmez. Bakın, bir tane geçiyor.

Anders komen de vissen daar niet. Kijk, daar is een.

- Zaman çabuk geçiyor.
- Zaman uçar.
- Zaman su gibi akıp gidiyor.
- Zaman geçip gidiyor.

De tijd vliegt.