Translation of "Yirmi" in Dutch

0.006 sec.

Examples of using "Yirmi" in a sentence and their dutch translations:

Laurie yirmi yaşındadır.

Laurie is twintig jaar oud.

Muiriel yirmi yaşındadır.

Muiriel is twintig jaar oud.

Yirmi kelebek yakaladı.

Hij heeft twintig vlinders gevangen.

Muriel yirmi yaşında.

Muriel is twintig jaar oud.

O yirmi yaşında.

Zij is twintig jaar oud.

Yirmi yedi yaşındayım.

Ik ben 27.

- Yirmi ülkede İspanyolca konuşulur.
- İspanyolca yirmi ülkede konuşulur.

Spaans wordt gesproken in twintig landen.

O yaklaşık yirmi dolardı.

- Het kostte ongeveer twintig dollar.
- Het was ongeveer twintig dollar.

Bina yirmi kat yüksekliğinde.

Het gebouw is twintig verdiepingen hoog.

Saat onu yirmi geçiyor.

- Het is tien voor half elf.
- Het is twintig over tien.

Onun yirmi çocuğu var.

- Ze heeft twintig kinderen.
- Zij heeft twintig kinderen.

Yirmi, güzel bir yaştır.

Twintig is een mooie leeftijd.

O, yirmi dört yaşında.

Hij is vierentwintig jaar oud.

O yirmi dört yaşında.

Hij is vierentwintig jaar oud.

Burada yirmi aile yaşar.

- Twintig families leven hier.
- Hier wonen twintig gezinnen.

Saat biri yirmi geçiyor.

Het is tien voor half twee.

Saat ikiye yirmi var.

Het is tien over half twee.

- Onun yirmi çocuğu var.
- O 20 çocuğa sahiptir.
- Yirmi çocuğu var.

Hij heeft twintig kinderen.

Yirmi yıl uzun bir süre.

Twintig jaar is een lange tijd.

O, en fazla yirmi yaşındadır.

Ze is hoogstens 20.

O, yirmi beş yaşındayken evlendi.

Ze is getrouwd toen ze 25 was.

Bu kitabı yirmi yaşında yazdı.

Hij schreef dat boek toen hij 20 jaar was.

Bir günde yirmi mil yürüdü.

Ze liep twintig mijl per dag.

Beş kere beş yirmi beştir.

Vijf keer vijf is vijfentwintig.

Ailem yirmi yıldır burada yaşıyor.

Mijn familie woont daar al twintig jaar.

Sayfa yirmi beşteki haritaya bak.

Kijk naar de landkaart op pagina 25.

Güneş gözlüğünün maliyeti yirmi pound.

De zonnebril kost twintig euro.

Her hafta yirmi kitap okur.

Hij leest elke week twintig boeken.

"Saat kaç?" "Üçü yirmi geçiyor."

"Hoe laat is het?" "Het is twintig over drie."

İstasyondan okula yürümek yirmi dakika sürer.

Het kost twintig minuten om van het station naar school te lopen.

Yirmi iki Haziran 1974'te doğdum.

Ik ben geboren op tweeëntwintig juni 1974.

Kaç yaşındasın? Ben yirmi altı yaşındayım.

Hoe oud ben je? Ik ben zesentwintig.

Sizi yirmi dakika içinde arayabilir miyim

Kan ik je over twintig minuten terugbellen?

Yirmi öğrenciden sadece biri kitabı okudu.

Van de twintig studenten heeft er maar één het boek gelezen.

O, bu romanı yirmi yaşında yazdı.

Hij schreef deze roman op zijn twintigste.

Şubat artık yıllarda yirmi dokuz çeker.

Februari heeft negenentwintig dagen in schrikkeljaren.

O bu kitabı yirmi yaşındayken yazdı.

Hij schreef dat boek toen hij 20 jaar was.

- Seni son gördüğümden beri yirmi yıl geçmiş.
- Seni en son gördüğümden beri yirmi yıl oldu.

- De laatste keer dat ik je zag, is twintig jaar geleden.
- Het is twintig jaar geleden dat ik je voor het laatst zag.

Seni yirmi dakika içerisinde geri arayabilir miyim?

Kan ik je over twintig minuten terugbellen?

O, yirmi yıl önce doğmuş olmayı diledi.

Ze wenste dat ze twintig jaar eerder geboren was.

O, yirmi yaşında olduğunu söyledi, gerçek değildi.

Ze zei dat ze twintig jaar was, wat niet waar was.

Bu sözlük yirmi binden fazla sözcük içermez.

Dit woordenboek bevat niet meer dan 20.000 woorden.

Çin, Japonya'dan yaklaşık yirmi beş kat daha büyüktür.

China is ongeveer vijfentwintig keer zo groot als Japan.

Bu toplantının yirmi dakikadan daha fazla sürmesini istemiyorum.

Ik zou graag deze bijeenkomst niet langer dan twintig minuten laten duren.

Bu oda yirmi dört fite on iki fittir.

Deze kamer is twaalf bij vierentwintig voet.

Yirmi kişi için akşam yemeği pişirmeye istekli değilim.

Ik ben niet van plan om voor twintig man te koken.

Ben ona neredeyse yirmi yıldır ayda bir kez yazdım.

Ik heb hem elke maand een keer geschreven gedurende bijna twintig jaar.

Yirmi kat aşağıya gitmek istiyorsan bir asansöre ihtiyacın var.

Je hebt een lift nodig als je twintig verdiepingen naar beneden wilt.

On bir kere on bir, yüz yirmi bir eder.

Elf keer elf is honderdeenentwintig.

On, yirmi, otuz, kırk, elli, altmış, yetmiş, seksen, doksan, yüz.

Tien, twintig, dertig, veertig, vijftig, zestig, zeventig, tachtig, negentig, honderd.

Bir devekuşu yumurtası, yirmi dört tane kadar tavuk yumurtası ağırlığındadır.

Een struisvogelei weegt evenveel als vierentwintig kippeneieren.

Sınıftaki kızların ortalama büyüklükleri, bir metre yirmi beş santimetreden daha fazladır.

De gemiddelde grootte van de meisjes in de klas is meer dan een meter vijfenvijftig.

Hemen hemen yirmi yıl boyunca, ona her ay bir kez yazdım.

Ik heb hem elke maand een keer geschreven gedurende bijna twintig jaar.

Eşcinsel evlilik, dün itibarıyla İrlanda da dahil olmak üzere dünya çapında yirmi ülkede artık yasal.

Het homohuwelijk is nu legaal in 20 landen wereldwijd, inclusief Ierland sinds gisteren.

- 3'ün küpü 27'dir.
- Üçün kübü yirmi yedi yapar.
- 3 üzeri 3 27 yapar.

Drie tot de derde macht is zevenentwintig.

On, on bir, on iki, on üç, on dört, on beş, on altı, on yedi, on sekiz, on dokuz, yirmi.

Tien, elf, twaalf, dertien, veertien, vijftien, zestien, zeventien, achttien, negentien, twintig.

Fransız alfabesi yirmi altı harf içerir: a, b, c, d, e, f, g, h, i, j, k, l, m, n, o, p, q, r, s, t, u, v, w, x, y, z.

Het Franse alfabet bevat zesentwintig letters: a, b, c, d, e, f, g, h, i, j, k, l, m, n, o, p, q, r, s, t, u, v, w, x, y, z.