Translation of "Bilgisayar" in Dutch

0.006 sec.

Examples of using "Bilgisayar" in a sentence and their dutch translations:

- Bilgisayar yeni.
- Bilgisayar yenidir.

De computer is nieuw.

Bilgisayar dondu.

De computer is vastgelopen.

Bilgisayar yeni.

De computer is nieuw.

Bir bilgisayar.

Wat een computer.

- Ben bir bilgisayar istiyorum.
- Bilgisayar istiyorum.

Ik wil een computer.

Bu bir bilgisayar

Het is een computer.

Bilgisayar tamir edebilirler.

Zij kunnen computers repareren.

- Bilgisayar karmaşık bir makinedir.
- Bilgisayar kompleks bir makinedir.

Een computer is een ingewikkelde machine.

- Yeni bir bilgisayar aldı.
- Yeni bir bilgisayar satın aldı.

Ze heeft een nieuwe computer gekocht.

Ben bir bilgisayar bilimcisiyim.

Ik ben computerwetenschapper.

Bilgisayar kullanabilmek bir avantajdır.

Het is een voordeel een computer te kunnen gebruiken.

Bu bilgisayar pille çalışır.

Deze computer werkt op batterijen.

O bir bilgisayar uzmanıdır.

Zij is een computerexpert.

Okul kütüphanesindeki bilgisayar kabinlerini kullanarak

Ik gebruikte de computerhokjes in de bibliotheek van school,

Bilgisayar modelleriyle de gezegenleri çarpıştırabiliyorum,

Met computermodellen kan ik hele planeten op elkaar laten inslaan

Sana bir dizüstü bilgisayar vereceğim.

Ik zal je een laptop geven.

Ben bir bilgisayar oyunu oynuyorum.

Ik ben een computerspel aan het spelen.

Bayan Jones, bilgisayar bilimi öğretir.

Mevrouw Jones doceert informatica.

Bilgisayar sıklıkla insan beyniyle karşılaştırılır.

Computers worden vaak vergeleken met het menselijk brein.

Bu dizüstü bilgisayar çok incedir.

Deze laptop is heel dun.

Yeni bir bilgisayar almak zorundayım.

Ik moet een nieuwe computer kopen.

Bilgisayar korsanları bilgisayarlara izinsiz girerler.

Hackers breken zonder toestemming in computers in.

O, onun makalelerini yazdığı bilgisayar.

Dat is de computer waarop hij zijn artikels schrijft.

Bu bilgisayar internet'e bağlı mı?

Is deze computer met het internet verbonden?

Bayan Jones, bilgisayar bilimleri öğretiyor.

Mevrouw Jones doceert informatica.

Ben kişisel bir bilgisayar istiyorum.

Ik wil een pc.

Noel için bir bilgisayar aldım.

Ik heb een computer gekregen voor Kerstmis.

Yeni bir bilgisayar aldın mı?

- Heb je een nieuwe computer?
- Hebt u een nieuwe computer?
- Hebben jullie een nieuwe computer?

O bir bilgisayar satın alıyor.

Ze koopt een computer.

Bu ölçümleri karmaşık bilgisayar modelleriyle birleştiriyorlar

Ze combineren die met complexe computermodellen

Tom aynı anda iki bilgisayar kullanır.

Tom gebruikt twee computers tegelijkertijd.

Bu bilgisayar için nasıl ödeme yaptın?

Hoe hebt ge die computer betaald?

Bir bilgisayar çok seri şekilde hesaplayabilir.

Een computer kan heel snel rekenen.

Tom yeni bir bilgisayar almamı söyledi.

Tom vertelde me dat ik een nieuwe computer zou moeten kopen.

O mağazada dizüstü bilgisayar satıyorlar mı?

Verkopen ze schriften in die winkel?

- Bir bilgisayar çok seri şekilde hesaplayabilir.
- Bir bilgisayar çok hızlı bir şekilde işlem yapabilir.

Een computer kan heel snel rekenen.

bilgisayar teknolojisini bizim tecrübelerimizle uyumlu bir şekilde

We kunnen dan computertechnologie ontwikkelen

En iyi kalitede bir bilgisayar satın aldım.

Ik heb een computer van de hoogste kwaliteit gekocht.

Tom bilgisayar programlama hakkında bir şey bilmiyor.

Tom heeft geen verstand van programmeren.

"Neden yeni bir dizüstü bilgisayar aldın?" "Dayanamadım"

„Waarom heb je dan een nieuwe laptop gekocht?” ­— „Ik kon de verleiding niet weerstaan!”

Bilgisayar sık sık insan beyni ile karşılaştırılır.

Computers worden vaak vergeleken met het menselijk brein.

Bilgisayar sistemi saat sekizde otomatik olarak kapanır.

Het computersysteem wordt om acht uur 's avonds automatisch uitgeschakeld.

Yeni bilgisayar, eskisinden on kat daha hızlı.

De nieuwe computer is tienmaal sneller dan de oude.

İyi bir bilgisayar bile seni satrançta yenemez.

Zelfs een goede computer kan van u niet winnen met schaak.

Bir bilgisayar korsanının web sitemize erişmesi muhtemel değil.

Het is onwaarschijnlijk dat een hacker in onze website zou kunnen raken.

- Bu laptop bana ait.
- Bu dizüstü bilgisayar bana ait.

Deze laptop is van mij.

Çizgi film veya bilgisayar olmadan, evde yalnız olmaktan sıkılıyorum.

Ik verveel me, ben alleen thuis, zonder tekenfilms of een computer.

- Tom'un iki tane bilgisayarı var.
- Tom'da iki adet bilgisayar var.

Tom heeft twee computers.

- Hangi dizüstü bilgisayara ihtiyacım var?
- Bana hangi dizüstü bilgisayar lazım?

Welke laptop heb ik nodig?

Gözlerimi çok yormayan bir bilgisayar olsa onu kesinlikle almak isterim.

Als er een computer was die mijn ogen niet zou vermoeien zou ik hem zeker willen kopen.

Televizyon ve bilgisayar gibi şeyler elli yıl önce hayal edilememişti.

Vijftig jaar geleden waren televisie en computers onvoorstelbaar.

Son zamanlarda, bilgisayar kullanımında artan çeşitlilik, ofis alanlarının çok ötesine uzandı.

Onlangs is de toenemende diversiteit van computergebruik uitgebreid ver boven het gebruiksgebied van een kantoor.

Eski bilgisayar korsanlarını güvenlik uzmanı olarak çalıştırmak için kiralamak iyi bir fikir mi?

Is het een goed idee om voormalige hackers aan te werven als beveiligingsspecialisten?

- Bilişimsel dil bilimi eğitimi yapmak için çeşitli dilleri bilmek gerekli, ancak, insan bilgisayarların kullanımı da bilmelidir.
- Hesaplamalı dilbiliminde birçok dil bilmenin yanı sıra iyi bir bilgisayar kullanım bilgisi gereklidir.

Om computerlinguïstiek te kunnen studeren moet men meerdere talen kennen, maar ook goed met computers kunnen omgaan.