Translation of "Yeterince" in Chinese

0.005 sec.

Examples of using "Yeterince" in a sentence and their chinese translations:

Yeterince yaşadım.

我受够了。

- Sana yeterince teşekkür edemem.
- Ben yeterince teşekkür edemiyorum.
- Size yeterince teşekkür edemiyorum.

- 我無法表達我對你的感謝。
- 感激不盡。

Yeterince büyük mü?

這麼大的夠用嗎?

Yeterince güçlü değildim.

我不够坚强。

Zaten yeterince yaptım.

我已经做够了。

Yeterince yaptığımı düşünüyorum.

我認為我做得夠了。

Yeterince insan yok!

人数不够啊!

Bizim yeterince zamanımız var.

我们来得及。

Mükemmellik yeterince iyi değildir.

完美還不夠好。

Son zamanlarda yeterince uyumuyorum.

我最近一直睡眠不足。

Yeterince iyi değil mi?

那不夠好嗎?

O yeterince iyi okuyabilir.

他能讀得很好。

Zaten yeterince kötü hissediyorum.

我已经感觉够坏了。

Sen yeterince hızlı değilsin.

你不够快。

Bana yeterince para vermiyorlar.

他們給我錢沒給夠。

Hayvanlar zaten yeterince yedi.

动物们都吃得够多了。

Teşekkür ederim, yeterince yedim.

謝謝你,我吃飽了。

Bu bıçak yeterince keskin değil.

這把刀不夠鋒利。

O, Tom için yeterince büyük.

这尽够汤姆的。

Onu anlamak için yeterince yaşlıdır.

- 他已經到了能瞭解它的年紀。
- 他年紀夠大可以瞭解它。

Hayır, teşekkür ederim. Yeterince aldım.

不,謝謝你。我已經吃飽了。

Kendime bakmak için yeterince yaşlıyım.

我年紀夠大可以養活我自己。

- Yalanlarından usandım.
- Yalanlarını yeterince dinledim.

我听够你的谎话了。

Benim Fransızcam yeterince iyi değil.

我的法语说得不够好。

Başarısız olmanın nedeni yeterince sıkı çabalamamandır.

因為你不夠努力,所以才會失敗。

Henry kendini geçindirmek için yeterince yaşlıdır.

亨利年紀夠大足以養活自己。

Yeterince yedim, bu yüzden midem dolu.

我吃飽了,所以我的胃都滿了。

O, daha çok bilmek yeterince yaşlıdır.

他已經長大該懂事了。

O arabayı almak için yeterince zengin.

他買得起那輛車。

Tek başıma yaşamak için yeterince yaşlıyım.

我年紀夠大了可以自己一個人住。

O, araba sürmek için yeterince yaşlıdır.

- 他年紀夠大可以開車。
- 他夠開車的年紀了。

Yeterince kısa zamanda gerçek hikayeyi öğreneceğiz.

我们很快就会知道真相了。

Tom iyi ama yeterince iyi değil.

汤姆好,但不够好。

Daha iyisini bilecek kadar yeterince yaşlısın.

你年龄足够大了,该了解更多。

- Tavuk az pişmiş.
- Tavuk yeterince pişmemiş.

雞肉還不夠熟。

O, kendini yeterince çekici olarak düşündü.

他認為他自己夠迷人的了。

Oda senin için yeterince büyük mü?

這間房間對你來說夠大嗎?

"Biraz daha ister misiniz?" "Hayır, yeterince aldım."

"你想再多吃點嗎?" "不,我吃飽了。"

Sürücü belgesi almak için yeterince yaşlı değil.

她没到拿驾照的年龄。

O, yalnız seyahat etmek için yeterince yaşlıdır.

他够大了,可以独自旅行了。

İlk treni yakalamak için yeterince erken kalktım.

我起了个大早为了赶第一班火车。

Bu kitap onların okuması için yeterince kolay.

这本书他们读起来够简单了。

- Hala yeterince zamanımız var.
- Hala bol zamanımız var.

我们还有很多时间。

Bu nesne su üzerinde yüzmek için yeterince hafif.

這種物質很輕,可以浮在水面上。

Mary her zaman Tom'un yeterince romantik olmadığını söylüyor.

玛丽总是说汤姆不够浪漫。

Koridor tekerlekli bir sandalye için yeterince geniş olmalıdır.

走廊要寬得能容下輪椅。

- Yeteri kadar dinlenmek önemlidir.
- Yeterince dinlenmek çok önemlidir.

充足的休息十分重要。

Çincem mükemmel değil, ama onun dediğini yeterince anlayabildim.

我的漢語並不完美,但能大致聽懂他所說的。

"Biraz daha kahve alır mıydınız?" "Hayır, teşekkürler. Yeterince içtim."

“你想再来点咖啡吗?”“不,谢谢。我够了。”

Tom kolayca taşımak için yeterince küçük bir bilgisayar istiyor.

汤姆想要个小得易于携带的电脑。

Eğer kardio yaptığında terlemiyorsan, öyleyse onu yeterince sıkı yapmıyorsun.

如果你做帶氧運動的時候沒有流汗,那就代表你做得不夠劇烈。

Ben istediğim bir şeye gücü yetecek kadar yeterince zenginim.

我现在富得能买我想要的任何东西。

Bir kez daha Almanca konuşmak için yeterince sarhoş musun?

你是不是喝醉到能再说一遍德语的程度?

Dışarının ne kadar doğuk olduğu önemli değil, odalar yeterince sıcak.

無論外面多麼寒冷,房間始終既舒適又溫暖。

Tom'un gerçekte istediği Mary'ye çiçek almak için yeterince parası olmasıydı.

汤姆真正想要的是有足够的钱给玛丽买一些花。

Bu masal yedi yaşındaki bir çocuğun okuması için yeterince kolaydır.

這個童話故事很淺白,七歲的小孩也看得懂。

Mutfak bıçağı eti kesmek için yeterince keskin değildi, bu yüzden çakımı kullandım.

这把菜刀不够锋利,所以我用了我的折叠刀来切肉。

Anlaşılması yeterince basit bir evren onu anlayabilecek bir aklı üretemeyecek kadar çok basittir.

任何簡單到可以被了解的宇宙便太過簡單而無法產生可以了解它的心靈。