Translation of "Olmaktan" in Chinese

Ekipte olmaktan memnunum.

我喜欢在队伍里。

Ben yalnız olmaktan hoşlanmam.

我不喜歡獨處。

Yalnız olmaktan tamamen mutluyum.

- 我快乐独自。
- 我非常乐于独处。

O, fakir olmaktan utanmıyor.

他不因貧窮而感到羞愧。

Tom yalnız olmaktan hoşlanıyor.

汤姆喜欢自己带着.

Onun telaffuzu mükemmel olmaktan uzak.

他的发音远非完美。

Hasta ve yorgun olmaktan bıktım.

我讨厌厌烦的感觉。

O, akciğer kanseri olmaktan korkuyor.

他怕得到肺癌。

Sevgililer Gününde yalnız olmaktan nefret ederim.

我讨厌在情人节一人独处。

Bu İngilizce kompozisyon mükemmel olmaktan uzak.

这篇英语作文离完美还差得远。

Bu projenin bir parçası olmaktan gurur duyuyorum.

我以身為這個計劃的一份子為榮。

Tom Boston'da olmaktan gerçekten hoşlanıyor gibi görünüyor.

湯姆看來真喜歡待在波士頓。

Londra halkı bu köprüye sahip olmaktan gurur duyuyor.

倫敦人對這座橋感到非常自豪。

Amerika Birleşik Devletleri'nde eğitim görmüş olmaktan gurur duyuyor.

他对自己在美国读过书这件事感到很骄傲。

O burada olmaktan fark edilir bir şekilde korkuyordu.

顯然她害怕待在這裡。

Benim Çincem mükemmel olmaktan uzak, ama aşağı yukarı onun söylediği her şeyi anlayabiliyorum.

我的漢語並不完美，但能大致聽懂他所說的。

Siyah olmak gay olmaktan iyidir.Eğer siyah doğarsan en azından bunu annene nasıl anlatacağını düşünmek zorunda olmazsın.

做一个黑人好过做一个同志。如果你生下来就是黑人，至少你不用烦恼怎么向你的母亲说这件事。