Translation of "Olduğum" in Chinese

0.003 sec.

Examples of using "Olduğum" in a sentence and their chinese translations:

Keşke olduğum gibi olmayı dilediğim zaman olduğum gibi olsam.

我希望当我在想我希望我是谁的时候我就是谁。

- Yapmak zorunda olduğum şey budur.
- Yapmak zorunda olduğum şey odur.
- O benim yapmak zorunda olduğum şeydir.

那是我必須做的。

Sahip olduğum her şey odur.

那就是我全部的所有。

Hasta olduğum için partiye gitmedim.

我病了,所以那次聚会没去。

Hasta olduğum için okula gitmedim.

- 我病了,所以沒有上學。
- 由于我生病了,我便没去上学。

Hasta olduğum için, okula gitmedim.

由于我生病了,我便没去上学。

Aç olduğum için meyve yiyorum.

我在吃水果,因为我饿。

Susamış olduğum için su içiyorum.

我喝水因为我渴了。

Benim haklı olduğum ortaya çıktı.

結果證明我是對的。

Bu, sahip olduğum tek kitaptır.

这是我仅有的一本书。

Sahip olduğum parayı dilenciye verdim.

我把身上的錢全都給了那個乞丐。

Bu sahip olduğum tek kameradır.

這是我唯一的相機。

Ben aldatılmış olduğum sonucuna vardım.

我得到一個結論 ﹣ 我被騙了。

Söylemek zorunda olduğum bir şey var.

有些事我必須說。

Çok meşgul olduğum için seninle gidemem.

我不能和你们一起去,因为我很忙。

Sen sahip olduğum en güvenilir arkadaşsın.

你是我最可靠的朋友。

Sahip olduğum tüm bilgiyi size verdim.

我懂得的都已經傾囊相授了。

Bu sahip olduğum en iyi sözlük.

這本是我擁有的字典之中最好的一本。

Öyle kaba olduğum için özür dilerim.

對不起,我太無理了。

Üniversiteden mezun olduğum beş yıl önceydi.

我大学毕业是五年前的事。

O, çok iyi olduğum bir şey değil.

这不是我所擅长的事。

Bu, sahip olduğum en iyi sözlüklerden biridir.

這本是我擁有的字典之中最好的一本。

Çok meşgul olduğum için bugün seninle gidemem.

今天我太忙了,没法和你一起去。

Şu anda sahip olduğum tek şey anılar.

我现在仅有的东西就是我的记忆了。

Ben değiştim. Eskiden olduğum gibi aynı insan değilim.

我已经变了。我不再是原来的那个我了。

Söylemek üzere olduğum şey kesinlikle seninle benim aramda.

- 我要说的只能是你知我知。
- 我要告訴你的只能你我知道。

Bu şimdiye kadar sahip olduğum en güzel hediye.

这是我得到过的最好的礼物。

- Hasta olduğumdan okula gitmedim.
- Hasta olduğum için okula gitmedim.

- 我病了,所以沒有上學。
- 由于我生病了,我便没去上学。

O şarkıyı duyduğumda bana bir çocuk olduğum zamanı hatırlattı.

我聽到那首歌時,它讓我想起了我小的時候。

Çok yorgun olduğum için öğle yemeği molası sırasında biraz uyudum.

我在午休时间睡了一会儿,因为我太累了。

Erkek kardeşim benim iki yıl önce olduğum kadar uzun değil.

我弟弟没我两年前高。

- Hastayım, bu yüzden dilim hiçbir şeyin tadını almıyor.
- Hasta olduğum için dilim tat almıyor.

我感冒了,所以吃不出味道來。