Translation of "Arkadaş" in Chinese

0.005 sec.

Examples of using "Arkadaş" in a sentence and their chinese translations:

Arkadaş yoktu.

這位朋友沒有出席。

Onlar arkadaş.

他們是朋友。

Bir arkadaş gördüm.

我见了一个朋友。

Biz arkadaş olmalıyız.

我们交了朋友。

Onlar arkadaş mı?

他们是朋友吗?

Onlarla arkadaş olduk.

我們與他們交朋友了。

İlkokulda arkadaş oldular.

他們在小學時就是朋友了。

Sanırım arkadaş olabiliriz.

我覺得我們可以做朋友。

Hiçbir arkadaş gelmedi.

没有一个朋友来了。

Tanıştığı herkesle arkadaş olur.

他跟所有他遇見的人交朋友。

Biz ebediyen arkadaş olacağız.

友誼永固。

Tom iyi bir arkadaş.

汤姆是个好朋友。

Bir kız arkadaş istiyorum.

我想找女朋友。

Ben Tayvan'dayken arkadaş olduk.

我在臺灣時,我們成為好朋友。

Sadece arkadaş olamaz mıyız?

我们就不能只做朋友吗?

Yarın bir arkadaş uğrayacak.

一個朋友明天要過來。

Seninle arkadaş olmak istemiyorum.

我不想跟你交朋友。

Biz hemen arkadaş olduk.

我們馬上成為了朋友。

Onlar gerçekten arkadaş mı?

他們真是朋友嗎?

Arkadaş çevremde olmadığına sevindim.

我很开心你不在我朋友卷里。

Onlar yakın arkadaş oldu.

他們成了密友。

Adını bile bilmiyorum arkadaş.

我連你叫什麼都不知道。

Amerika'da onunla arkadaş oldu.

他與她在美國成為朋友。

İnternet sayesinde birçok arkadaş edinebiliriz.

通过网络,我们可以结交很多朋友。

Biz Jane ile arkadaş edindik.

我们和简交了朋友。

Biz her zaman arkadaş olacağız.

我们永远都会是朋友。

Onun patronu arkadaş canlısıdır, Amerikalıdır.

他的老板是个很友好的美国人。

Tom, Mary ile arkadaş oldu.

汤姆与玛丽交了朋友。

Sınavı geçeceğini düşündüğüm arkadaş başarısız oldu.

那个我认为会通过考试的朋友失败了。

En az on Amerikalıyla arkadaş olduk.

我们和至少十个美国人交了朋友。

Anlaşmazlığı giderdiler ve tekrar arkadaş oldular.

他們和解了,並再次成為了朋友。

Çok sayıda arkadaş beni uğurlamaya geldiler.

許多朋友來為我送行。

Ai, Ken ile arkadaş olmayı zor buluyor.

艾发现和开恩交朋友很难。

Pohpohlayan bir arkadaş senin en kötü düşmanındır.

只會說好聽話的朋友,是你最可怕的敵人.

İyi bir arkadaş on akrabadan daha iyidir.

一个好友胜过十个亲戚。

Gerçek bir arkadaş ender bir kuş gibidir.

知己难求。

Yurt dışından bir öğrenci ile arkadaş oldum.

我和一個外國的學生做了好朋友。

Gerçek bir arkadaş böyle bir şey söylemezdi.

如果真的是朋友的话,是不会说这样的话的吧。

Arkadaş olmak kolaydır ama onlardan kurtulmak zordur

交朋友很容易, 但擺脫他們很難。

O, bloktaki yeni bir çocukla çabucak arkadaş oldu.

他很快便与小区里新来的男孩交上了朋友。

Aynı kolejde okumaları sebebiyle en iyi arkadaş oldular.

他们在进入同一所大学后变得更要好了。

Sevgili Noel baba, Noel için bir kız arkadaş istiyorum.

圣诞老人,我想要一个女朋友当圣诞礼物。

Tom ve ben arkadaş değiliz. Biz sadece iş arkadaşlarıyız.

湯姆跟我不是朋友,我們只是同事。

Fin insanlarının çoğu Çinli insanlara karşı çok arkadaş canlısıdır.

绝大多数芬兰人对中国人非常友好。

Bay Brown, Oregon'dan bir arkadaş, bizi yarın ziyaret edecek.

一个从俄勒冈州来的朋友,布朗先生明天会来拜访我们。

O bir zamanlar onu tanıyordu ama onlar artık arkadaş değiller.

他过去认识她,但他们现在不再是朋友了。

Okuldaki sınıf arkadaşlarıyla arkadaş olması John'un sadece bir gününü aldı.

約翰只上了一天的學,就和班上的同學都成了朋友。

Her ne kadar onunla arkadaş kalmaya çalıştıysam da, bu imkânsız görünüyordu.

我企图与她保持友好的关系,不过那是不可能的。

O, bana her gece çiçek getiren çok romantik bir erkek arkadaş.

他是个非常浪漫的男友,每晚都给我带花。

E-mail çağında, bir arkadaş bana gerçek bir mektup gönderdiğinde çok mutlu olurum.

在這個電郵的年代裏,我一收到朋友寄給我的信,就會高興得不得了。