Translation of "çabuk" in Chinese

0.004 sec.

Examples of using "çabuk" in a sentence and their chinese translations:

Çabuk öğrenilirse, çabuk unutulur.

学得快,忘得快。

Çabuk gelin.

快来吧!

Tatilim çabuk bitti.

我的假期一下就過完了。

İnşallah çabuk iyileşirsin.

早日康复。

Onu çabuk yap.

快点。

Buraya çabuk ulaştın.

你來得很快。

Çocuklar çok çabuk büyürler.

孩子们真的长得很快。

O, çabuk karar verdi.

他很快就下定了決心。

Tom çabuk hareket eder.

汤姆动得好快。

Çabuk! Biz geç kalacağız.

快點!我們要遲到了。

Sincaplar çabuk hareket ederler.

松鼠动作很快。

Onlar çabuk hareket etmedi.

他们没有立刻行动。

Çabuk ol! Yemek soğuyacak.

快点,菜要凉了!

- Hemen dön.
- Çabuk dön.

快点回来吧。

- Geçmiş olsun.
- Çabuk iyileş.

早日康复。

Bu soğuk havaya çabuk alışırsınız.

你很快就會習慣這種冷天氣。

Çok çabuk geldik değil mi?

我们很快就到这儿了,不是吗?

Buraya çabuk vardık, değil mi?

我们很快就到这儿了,不是吗?

Çabuk konuşulduğunda Fransızcayı anlamam zor.

法语说得快,我就难以理解。

Babanızın çabuk iyileşmesi için isteklerim.

祝令尊早日康復。

Soğanlar patateslerden daha çabuk pişer.

洋蔥比馬鈴薯快熟。

- Aptal ve parası çabuk ayrılırlar
- Aptal parasını çabuk harcar.
- Aptal parasının kıymetini bilmez.

笨蛋難聚財。

Tom yeni başladı fakat çabuk anlıyor.

湯姆是個初學者,但他趕上得很快。

Lütfen mümkün olduğunca çabuk eve gel.

請你盡快回家。

Mümkün olduğunca çabuk ona ihtiyacım var.

我尽快需要。

Ona mümkün olduğunca çabuk ihtiyacım var.

我尽快需要。

Bunu mümkün olduğu kadar çabuk bitir.

盡快把它完成。

- Zaman çok çabuk geçti.
- Zaman uçtu.

时间过得真快。

Ağabeyim ev ödevini çok çabuk bitirdi.

我哥哥很快就把功課做完了。

Onu elimden geldiği kadar çabuk bitireceğim.

我会尽快完成的。

Çabuk ol, acele etmezsen geç kalacağız.

快點快點,你還慢吞吞的話我們就要遲到了。

Gece yarısı aperitifi olarak çabuk erişte yedim.

我消夜吃了速食面。

O çabuk bir cevap için beni zorladı.

他要求我盡快回覆。

Sevdiğimiz bir şey yaparken zaman çabuk geçer.

在做喜欢的事情的时候时间过去得很快。

Tom'u elimizden geldiği kadar çabuk bulmamız gerekiyor.

我們要盡快找到湯姆。

Ev, yangın çabuk söndürüldüğü için fazla zarar görmedi.

火很快便被撲熄了,房子只受到輕微損壞。

Bu sıkışık odadan elimden geldiğince çabuk taşınmak istiyorum.

我想尽快从这个不透气的屋子里出去。

- Zaman çabuk geçiyor.
- Zaman uçar.
- Zaman su gibi akıp gidiyor.
- Zaman geçip gidiyor.

- 时间飞逝。
- 時光飛逝。
- 时间匆匆走过。

- O, o kadar kolay sinirlenir ki herkes ondan kaçınır.
- Sinirleri çok çabuk bozulduğu için herkes ondan çekiniyor.

他動不動就發脾氣,所以人人都怕了他。