Translation of "Yerinde" in Arabic

0.005 sec.

Examples of using "Yerinde" in a sentence and their arabic translations:

Hazır, yerinde, görüşürüz!

‫أنا مستعد،‬ ‫متأهب، إلى اللقاء!‬

Elim yerinde duruyor.

ما تزال يدي موجودة.

O yerinde değil.

هو خارج مكانه.

- Yerinde olsam onu yapmam.
- Yerinde olsam, onu yapmam.

ما كنتُ لأفعله لو كنت مكانك.

Kimse heyecandan yerinde duramıyordu.

شعر الجميع بسعادة بالغة‏.

Yerinde olsam dikkatli olurdum.

ّسأكون حذراً لو كنت مكانك.

yerinde aynı şeyleri istiyorlar,

ويريدون نفس الشيء أثناء العمل،

Yerinde olsaydım aynı şeyi yapacaktım.

لو كنتُ مكانك, كنتُ سأفعل نفس الشئ؟

İnsanlar dünyanın her yerinde yaşıyorlar.

الناس يعيشون في جميع أنحاء العالم.

Yerinde olsam, onun nasihatını dinlerim.

لو كنت مكانك لأخذت بنصيحته.

Sami'nin her yerinde dövmeleri vardı.

كان لدى سامي أوشام في شتّى نواحي جسمه.

Dünyanın her yerinde Kadın Yürüyüşleri yapıldı.

لديهم مسيرات نساء حول العالم.

Tam, atmacanın şehirdeki evinin orta yerinde.

‫في قلب مدينته الأم.‬

ABD'nin her yerinde haftada dört kez

إلى حتى أربع مرات أسبوعيًا في جميع أنحاء (الولايات المتحدة)

Dünyanın başka yerinde bir benzeri yok.

وليس هناك شيء مشابهه لها في أي مكان آخر في العالم.

Aklımızın bir yerinde bu fikirlere sahip olduğumuzda,

ولذلك، إن كانت لدينا هذه الأفكار المسبقة في أذهاننا،

Amerika Birleşik Devletleri'nde ve dünyanın her yerinde

كم من ملايين الموز نستهلك كل يوم في الولايات المتحدة؟

Daha çok toplulukta, dünyanın daha çok yerinde

لتصل إلى المزيد من الشباب والمزيد من المجتمعات،

Dünyanın herhangi bir yerinde gençlerin kendi dilerinde

هل يمكننا الحصول على ترجمة فورية من أجل الشباب

Deyim yerinde ise; ister kullan,ister kullanma

إذا كان البيان موجودًا ؛ سواء كنت تستخدمه أم لا

Ben, Roma'ya yakın bir yerleşim yerinde çalışıyorum.

أنا أعمل في بلدة بالقرب من روما.

Onun yerinde olsaydım bu tarafa gelirdim. Hava kararıyor!

‫لو كنت مكانها لأتيت من هذا الطريق.‬ ‫بدأ الظلام يحل الآن!‬

Dünyanın herhangi bir yerinde her yedi dakikada bir

كل سبع دقائق، فتى أو فتاة

Kadınlara dünyanın hiçbir yerinde olmadığı kadar değer veriliyor

يتم تقييم النساء أكثر من أي مكان آخر في العالم

Google deyim yerinde ise kullanıcılarını inek gibi sağıyor.

إن لغة Google تحلب مستخدميها مثل البقرة.

Bunun, modern iş yerinde ne kadar sık görüldüğünün farkındasınızdır.

بأن هذا يحدث مراراً في أماكن العمل هذه الأيام.

Dünya'nın başka yerinde bu kadar yoğun pars nüfusu yok.

‫أعلى كثافة للفهود في أي مكان على الكوكب.‬

yerinde ki arkadaşları çevresindeki arkadaşları akrabaları bıktırmıştı artık

تعبت أصدقائه في العمل من الأقارب

Fadıl park yerinde patronuna ait bir minibüs fark etti.

لاحظ فاضل عربة لرئيسه في موقف السّيّارات.

Ancak gerçek dünyanın her yerinde pek çok farklı şekilde etrafımızı sarmış,

ولكن الحقيقة هي أننا ننفصل عن بعضنا البعض بطرق عديدة

Günlük bir organizasyonun ev sahibi ise her şeyin yerli yerinde olmasına odaklanır

في حين أن المضيف العادي، ينصب تركيزه على التأكد من أن كل شيء في نصَابِهِ...

Aldı ve eğer Avril Hines'in yerinde olsaydım , ülkedeki en yüksek istihbarat pozisyonu için

للاعمال الاستخباراتية وانت لو كنت مكان افريل هاينز ما هو اول

Şehir çok ağır tahkimliydi. Bayır ve uçurumların en dik yerinde , çevre ovadan oldukça yüksek bir yerdeydi.

كانت المدينة محصنة بشدة، إذ تقع فوق منحدرات شديدة الانحدار، مرتفعة فوق السهل المحيط

- Tom'a bir kamyon çarpmış ve oracıkta can vermiş.
- Tom'a bir kamyon çarptı ve olay yerinde hayatını kaybetti.

توم صدمته شاحنة ومات في الحال

"Yüzün BBC'nin her yerinde, Dima!"Al-Sayip bağırdı. "Onlar 25 adamla uyuduğunu va sonra onları öldürdüğünü söylüyorlar! Allah'ın belası bunu nasıl yaptın!

هتف الصائب: "أنت الخبر الأول في بي بي سي، يا ديما!". "يقولون أنك عاشرت 25 رجلًا ثم قتلتهم! كيف فعلت هذا؟!"