Translation of "Kendisini" in Arabic

0.013 sec.

Examples of using "Kendisini" in a sentence and their arabic translations:

Kendisini ateşle ısıttı.

تدفأت علي النار .

Bu önermenin kendisini sorgularsak,

ولكن ماذا لو شككنا في النظرية نفسها؟

Tom kendisini sevdiğimi biliyor.

توم يعرف أنني أوده.

John'a kendisini aradığımı söyle lütfen.

بلغ جون أني اتصلت من فضلك.

Fadıl, Leyla'nın kendisini aramasını bekliyordu.

كان فاضل ينتظر أن تتّصل به ليلى.

Ona kendisini sevdiğimi söylemeye karar verdim.

قررت أن أخبرها بأني أحبها.

Tom kendisini sevdiğini söylediğinde Mary'ye inanmadı.

لم يصدّق توم ماري عندما أخبرته عن حبها له.

Ve bunun kendisini nasıl güçsüz hissettirdiğini söylemesiydi.

وكيف جعلته هذه الأمور يشعر بأنه ضعيف.

Kendisini 7.Haçlı seferinde ve Qutuzun yanında

تميز في المعركة خلال الحملة الصليبية السابعة،

Tom, Meryem kendisini terk edince bunalıma girdi.

أصاب الإحباط توم بعدما تركته ماري.

Bazıları kimseden hediye beklemeden kendisini ödüllendirmeyi sever.

البعض يحب أن يكافئ نفسه، وأن لا ينتظر هدية من أحد.

Kemal Sunal aslında burada tam olarak kendisini oynadı

لعب كمال سنال في الواقع هنا بالضبط

Parsın sinirli ve heyecanlı olduğu için kendisini yaraladığını söylüyor.

‫يقول إنه تأذى لأن الفهد انزعج واهتاج.‬

. Ney'in kendisini parlak bir taktik lideri yapan saldırgan içgüdüsünün

كانت هناك بالفعل علامات على أن غريزة ناي العدوانية ، التي جعلته قائدًا تكتيكيًا

- O, John'un onu sevdiğini biliyordu.
- John'un kendisini sevdiğini biliyordu.

عَرَفَت أَنَّ عَشِقَهَا جون.

Kadın bana köpeğin kendisini ve ailesini yıllar önce kurtardığını anlattı.

أنه قد قام بإنقاذ حياتها وحياة عائلتها في السنوات السابقة.

General Bessières, Lannes'ın kendisini asla affetmediği bütçeyi kötü yönettiğini ifşa

ساعد الجنرال بيسيير في كشف سوء إدارته للميزانية ... وهو الأمر الذي لم يسامحه لانز أبدًا.

Soult daha sonra güneye yürüdü ve kendisini Portekiz kralı olarak taçlandırmayı

ثم سار سولت جنوبًا واحتل بورتو ، حيث بدأت شائعات بأنه يفكر في

Siyasi açıdan şüpheli bu generallerle olan bağları Berthier'in kendisini mercek altına aldı.

وضعت العلاقات مع هؤلاء الجنرالات المشتبه بهم سياسيًا برتيير نفسه تحت الأضواء.

Kendisini çeşitli eylemlerde ayırt etti ve alaya komuta etmek için terfi etti.

تميز بعدة أعمال ، وترقى إلى قيادة الفوج.

Katıldı . Kısa süre sonra kendisini iyi bir atlı ve eskrimci olarak ayırt etti

سرعان ما تميز بكونه فارسًا ومبارزًا جيدًا ، وكان رقيبًا كبيرًا في

Bununla birlikte, Soult'un artık kendisini düşman ateşine maruz bırakmaya daha az meyilli olduğu

ومع ذلك ، لوحظ أن سولت كان الآن أقل ميلًا إلى تعريض نفسه لنيران العدو ،

çünkü bu sadece karşı tarafı mutlu edebilmek için veya karşı tarafın kendisini iyi hissedebilmesi için söylenmiş

لأنه يقال فقط لجعل الطرف الآخر سعيدا أو لجعل الطرف الآخر يشعر بالارتياح.

- Tom onu affetmemi istedi.
- Tom kendisini affetmemi istedi.
- Tom onu bağışlamamı istedi.
- Tom benden af diledi.

طلب مني توم مسامحته.