Translation of "Veneno" in Turkish

0.009 sec.

Examples of using "Veneno" in a sentence and their turkish translations:

Tom escupió el veneno.

Tom zehiri tükürdü.

Bien, para sacarle el veneno,

Tamam, zehri almak için

Bien. Para sacarle el veneno,

Tamam, zehri almak için

Él tomó veneno por error.

O yanlışlıkla zehir aldı.

Él se suicidó ingiriendo veneno.

Zehir alarak intihar etti.

Ella se suicidó tomando veneno.

Zehir alarak kendini öldürdü.

El veneno te puede matar.

Zehir sizi öldürebilir.

Este líquido transparente contiene veneno.

Bu saydam sıvı zehir içerir.

Tom se suicidó tomando veneno.

Tom zehir alarak intihar etti.

La dosis hace el veneno.

Doz zehiri belirler.

La nicotina es un veneno.

Nikotin zehirdir.

Quiero el veneno de un escorpión.

Bir akrebin zehir kesesinin içindeki zehri istiyorum.

No hay veneno en este pescado.

Bu balıkta hiç zehir yok.

- Este líquido transparente contiene un tipo de veneno.
- Este líquido transparente contiene una especie de veneno.

Bu saydam sıvı bir tür zehir içerir.

Pero este veneno no resiste el calor.

Ama yılan zehri bu sıcakta fazla dayanmaz.

Y luego lanzar veneno, como una serpiente,

Kabuğu delip aynı bir yılan gibi içeri zehir bırakıyor

La guerra es el veneno del mundo.

Savaş dünyanın zehiridir.

Él cometió un error y bebió veneno.

O bir hata yaptı ve zehir içti.

Las palabras "veneno" y "poción" son afines.

Zehir ve iksir kelimeleri kökteştir.

- No hay antídoto para el veneno de esta serpiente.
- No hay remedio para el veneno de esta serpiente.

Bu yılanın zehirinin bir panzehiri yok.

¿Ven el saco de veneno en la espalda?

Arkasındaki zehir kesesini gördünüz mü?

El veneno se extendió por todo su cuerpo.

Zehir bütün vücuduna yayıldı.

El veneno causa problemas de respiración y luego parálisis,

Zehir nefes almayı zorlaştırıyor, sonra da felç başlıyor.

¡Buen trabajo! Pero este veneno no resiste el calor,

İyi işti! Ama yılan zehri bu sıcakta çok dayanmaz.

Los escorpiones de corteza tienen suficiente veneno para matarlos.

Arizona akreplerinde sizi öldürmeye yetecek kadar zehir bulunur.

Hay mucho veneno allí. No necesita un gran aguijón.

bu zehir kesesinin çok etkili olduğu kesindir. Büyük pençelere ihtiyacı yok.

Si tu hijo bebe veneno, llévalo rápidamente al hospital.

Eğer çocuğunuz zehir içerse, derhal hastaneye götürün.

Pensaba que alguien había echado veneno en la sopa.

Birinin çorbasına zehir koyduğunu düşündü.

Él perdió la esperanza y se suicidó tomando veneno.

O umudunu kaybetti ve zehir alarak intihar etti.

Como el veneno de la víbora actúa rápido en la sangre, es un veneno que puede matar en menos de una hora.

Testere pullu engereğin etkisi çok çabuk görüldüğü için bir saatin altında öldürebilecek bir zehir.

Pero si ese es el veneno, también es el antídoto.

Ama bu zehirse aynı zamanda panzehir.

Su poder, su veneno, es potente. No debes meterte con él.

Güçlü, zehri çok kuvvetli. Bulaşılacak bir şey değil.

Lo peligroso de una serpiente es el veneno de sus colmillos.

Bir yılanın tehlikeli tek kısmı vardır, o da zehri ve dişleri.

Y miren eso. ¿Ven ese saco de veneno en la espalda?

Şuna bakın. Arkasındaki zehir kesesini gördünüz mü?

Cuanto más late el corazón, más rápido se esparce el veneno.

Kalbiniz ne kadar hızlı atarsa zehir vücudunuzda o kadar hızlı dolaşır.

Una sola gota del veneno basta para matar a 160 personas.

Bir damla zehir 160 insanı öldürmeye yeter.

La punta de la lanza fue bañada en un veneno mortal.

Mızrağın ucu, ölümcül bir zehire batırıldı.

Este veneno mata cucarachas, pero no es eficaz para las ratas.

Bu zehir karafatmaları öldürüyor ama fareler için etkili değil.

Los pedicelarios se aferrarán a tu piel e inyectarán un veneno poderoso.

pediseller derinize yapışıp çok güçlü bir zehir bırakır.

Algunas de estas ranas tienen suficiente veneno para matar a un humano.

Bazı zehirli sarı kurbağalar bir insanı öldürecek kadar zehir barındırır.

Cuanto más rápido late el corazón, más rápido se esparce el veneno.

Kalbiniz ne kadar hızlı atarsa zehir vücudunuzda o kadar hızlı dolaşır.

Al menos conseguimos algo del veneno necesario para los antídotos del hospital.

En azından hastanedeki panzehir için ihtiyacımız olan zehrin bir kısmını elde etmeyi başardık.

Al menos conseguimos parte del veneno necesario para los antídotos del hospital.

En azından hastanedeki panzehir için ihtiyacımız olan zehrin bir kısmını elde etmeyi başardık.

Queda mucho desierto por explorar, pero este veneno no resiste el calor.

Hâlâ çölde keşfetmemiz gereken bir sürü yer var. Ama yılan zehri bu sıcakta fazla dayanmaz.

Pero su veneno, de evolución milenaria, es la clave de sus efectos devastadores.

fakat binlerce yıl içinde evrilen zehri yıkıcı etkilerinin anahtarıdır.

El veneno empieza a salir de ellos y a caer en el frasco.

ve böylece zehir, yılanın dişlerinden bu cam kavanoza akar.

Lo peligroso de una serpiente es el veneno de sus colmillos. Bien, vamos.

Bir yılanın tehlikeli tek kısmı vardır, o da zehri ve dişleri. Tamam, hadi gidelim.

Al menos pudimos conseguir algo del veneno necesario para los antídotos del hospital.

En azından hastanedeki panzehir için ihtiyacımız olan zehrin bir kısmını elde etmeyi başardık.

¿Saben qué podemos hacer? Continuemos... ...esta misión e intentemos encontrar el veneno mismo

Ama şunu yapabiliriz, bu göreve devam edip zehri canlı olarak bulmaya çalışmak için

Con lo rápido que actúa y lo potente que es el veneno en nosotros,

zehrin gücü ve hızlı harekete geçmesi,

Al menos pudimos conseguir algo del veneno necesario para hacer antídotos para el hospital.

En azından hastanedeki panzehir için ihtiyacımız olan zehrin bir kısmını elde etmeyi başardık.

Y el veneno empieza a salir de ellos, y a caer en el frasco.

ve böylece zehir, yılanın dişlerinden bu cam kavanoza akar.

Pues empieza con su veneno, un letal coctel de rápida acción que adelgaza la sangre.

Zehriyle başlayalım. Güçlü, hızlı harekete geçen, kanı sulandıran ölümcül bir karışım.

Si los pican, tienen 60 minutos antes de que el veneno no los deje respirar.

Eğer sokulduysanız zehir solunum yollarınızı tıkamadan önce 60 dakikanız var demektir.

Pero le quedó algo de veneno bajo la piel y reaccionó, picándole una y otra vez.

ama zehrin birazı derisinin altında kaldı, aynı acıyı defalarca yaşadı.

Y el veneno empieza a salir de ellos, y a caer en el frasco. Muy bien.

ve böylece zehir, yılanın dişlerinden bu cam kavanoza akar. Tamam.

El ciempiés del bosque asiático puede ser malo, pero no es tan maligno. En la medicina china, usan su veneno para tratar ataques y lesiones de piel.

Asya orman kırkayağı zararlı olabilir, ama hepten kötü değildir. Zehri, Çin tıbbında nöbetleri ve cilt yaralarını iyileştirmek için kullanılır.