Translation of "Temer" in Turkish

0.009 sec.

Examples of using "Temer" in a sentence and their turkish translations:

- Usted no tiene nada que temer.
- No tienes nada que temer.

Korkacak bir şeyin yok.

- No hay nada que temer.
- No hay nada de lo que temer.

- Korkacak bir şey yok.
- Korkulacak bir şey yok.

No hay nada que temer.

Korkacak bir şey yok.

No tienes nada que temer.

- Korkacak bir şey yok.
- Korkacak hiçbir şey yok.

- No hay razón para temer al maestro.
- No hay razón para temer al profesor.

Öğretmenden korkmanın hiçbir nedeni yok.

No tienes absolutamente nada que temer.

Kesinlikle korkacak hiçbir şeyin yok.

No se debe temer a la muerte.

Ölüm korkulacak bir şey değil.

La gente mayor suele temer el cambio.

Yaşlı insanlar değişiklikten çoğunlukla korkuyorlar.

No tienes que temer nada nunca más.

- Artık korkacak bir şeyin yok.
- Artık korkacak bir şeyiniz yok.

No tienes que temer a la magia.

Büyüden korkmamalısın.

No soy yo al que deberías temer.

Korkman gereken biri değilim.

Él es demasiado tonto para temer el peligro.

O, tehlikeden korkmayacak kadar aptaldır.

No hay nada que temer aparte de la temeridad.

Korkusuzluk dışında korkacak bir şey yok.

No tienes nada que temer excepto al miedo mismo.

Korkacak bir şeyin yok, korkunun kendisi hariç.

Es más cruel temer a la muerte que morir.

Ölümden korkmak, ölmekten daha acımasızdır.

Yo comencé a temer que tú nunca volverías de nuevo.

Tekrar gelmeyeceğinden korkmaya başladım.

temer y buscar refugio en una zona de guerra, por ejemplo,

örneğin, savaş alanındaki korku hissi ve korunmak için eğilmek -

Simplemente no hay nada que temer. Porque la precaución es simple.

Sadece korkulacak bir şey yok. Önlemi basit çünkü.

A lo único que hay que temer es al miedo mismo.

Korkmamız gereken tek şey, korkunun kendisidir.

Si consigues conocer tu propio mundo, no tendrás que temer a nada.

Kendi dünyanızı tanıyorsanız, hiçbir şeyden korkmanıza gerek kalmayacaktır.

A las mujeres se les enseña a temer y desconfiar de los hombres,

Kadınlar erkeklerden korkmaya ve onlara güvenmemeye özendiriliyor

Este cruel frío puede hacer a un hombre temer a su propia voz.

Bu zalim soğuk bir adamı kendi sesinden korkutabilirdi.