Translation of "Permite" in Turkish

0.021 sec.

Examples of using "Permite" in a sentence and their turkish translations:

¿Me permite?

İzin var mı?

permite su desmantelamiento.

demonte edilebilir olmasına olanak sağlıyor.

¿Me permite presentarme?

Kendimi tanıtabilir miyim?

Se permite fumar.

Sigara içilir.

¿Me permite un minuto?

Biraz izin verir misiniz?

Se permite la duda.

Kuşkulanmak serbest.

¿Me permite su pasaporte?

Pasaportunuzu görebilir miyim?

La información te permite aprender,

Çünkü veri, bir şey öğrenmenizi sağlar

permite que entren los microbios,

mikropların gelmesini ve karbonun tümünü

¿Me permite que le interrumpa?

Sözünüzü kesebilir miyim?

¿Me permite recomendar otro hotel?

Başka bir otel önerebilir miyim?

¿Me permite ver su pasaporte?

Senin pasaportunu görebilir miyim?

- ¿Me permite?
- ¿Me permites?
- ¿Puedo?

- Yapabilir miyim?
- Müsaade var mı?

Aquí no se permite fumar.

Burada sigara içmeye izin verilmez.

¿Por qué se permite esto?

Neden buna izin veriliyor?

Que el perfeccionismo nos permite escalar.

bir başarı dağı gibi düşünebilirsiniz.

Vendré si el tiempo lo permite.

Zamanım olursa, gelirim.

Esperanto nos permite abrazar el mundo.

Esperanto, dünyayla kucaklaşmamızı sağlıyor.

¿Me permite estacionar aquí un rato?

Bir süre için buraya park edebilir miyim?

No se permite fumar en clase.

Sınıfta sigara içmek yasaktır.

No se permite dormirse en clase.

Sınıfta uyumaya izin verilmez.

Esta puerta permite acceder al jardín.

Bu kapı bahçeye erişmeye olanak sağlar.

¿Se nos permite usar el ascensor?

Asansörü kullanabilir miyiz?

Que permite acceder a la información automáticamente.

ki bu da sizi otomatik olarak o bilgiye iletir.

Su elevado salario le permite vivir cómodamente.

Onun yüksek maaşı rahat bir şekilde yaşamasını sağlıyor.

Si el tiempo lo permite, partiré mañana.

Hava müsait olursa, yarın gideceğim.

Partiremos mañana, si el tiempo lo permite.

Hava iyi olursa yarın ayrılacağım.

Permite que Tom se quede en casa.

Tom evde kalsın.

Esta sala permite albergar a 300 personas.

Bu oda üç yüz kişiliktir.

No se permite fumar en esta sala.

Bu odada sigara içmeye izin verilmez.

No se permite fumar dentro del ascensor.

Asansörde sigara içmek yasaktır.

Una batidora te permite mezclar comidas diferentes.

Bir blender birlikte farklı gıdaların karışımı sağlar.

- No se permite a nadie salir de este edificio.
- No se permite abandonar este edificio a nadie.

Kimsenin bu binadan çıkmasına izin verilmiyor.

Es que nuestro entretenimiento nos permite estar separados.

günümüzdeki eğlencenin bizi ayrıştırmasına neden olduğuna inanıyorum.

Una cámara termográfica nos permite atravesar la noche.

Termal görüntüleme yapan bir kamera gece karanlığını delmemizi sağlıyor.

¿Nuestra tecnología permite esto? No, no lo hace.

teknolojimiz buna imkan veriyor mu? Hayır vermiyor.

Porque la ambigüedad nos permite entablar una conversación.

çünkü anlam farklılığı diyalog kurmamızı sağlıyor.

No se permite la entrada durante la función.

Gösteri boyunca giriş izni yoktur.

Si el tiempo lo permite, visitaré el museo.

Zamanım olursa, müzeyi ziyaret ederim.

Mi papá no me permite salir con Bill.

Babam bana Bill ile dışarı çıkmama izin vermez.

Me iré mañana, si el tiempo lo permite.

Hava müsait olursa, yarın gideceğim.

Lo que les permite hacer acrobacias sin corte.

değişerek bir kesinti olmadan hünerlerini gösterdikleri an...

Mi padre no me permite tener un perro.

Babam, köpek sahibi olmama izin vermiyor.

Su salario le permite llevar una vida confortable.

Maaşı onun konfor içinde yaşamasını sağlar.

- ¿Puedo ver su pasaporte?
- ¿Me permite su pasaporte?

- Pasaportunuzu görebilir miyim?
- Pasaportunuza bakabilir miyim?

No se permite que nadie traduzca esta frase.

Bu cümleyi çevirmek için kimseye izin verilmedi.

La ley no permite la confesión bajo tortura.

Hukuk işkence altında itirafı kabul etmiyor.

Voy a empezar si el tiempo lo permite.

Hava güzel olursa başlayacağım.

Esto permite autorizar cualquier procedimiento mediante la firma digital.

dijital imzayla herhangi bir işlemi gerçekleştirmeye izin verir.

Una nueva tecnología nos permite revelar criaturas raramente vistas

...yeni teknolojiler... ...nadiren görülen yaratıkları ve gizli dramları...

Más adelante, esto permite grabar cosas en nuestra memoria

daha sonrasında bu hatırlattığı şeylerin hafızamıza kazınmasını sağlıyor

Su bajo salario no le permite comprarse la casa.

Onun düşük maaşı onun ev satın almasını engeller.

- ¿Me permite hablar con Pedro?
- ¿Puedo hablar con Pedro?

Pedro ile konuşabilir miyim?

Mi padre no me permite ir solo al cine.

Babam sinemalara yalnız gitmeme izin vermez.

- Esta frase permite muchas interpretacion que tengo que considerar cuando traduzco.
- Esta frase permite muchas interpretaciones que he de considerar cuando traduzco.

Bu cümle, çevrilmeye çalışıldığında göz önünde bulundurmam gereken birden fazla çeviriye imkan tanıyor.

La psicodelia permite que la mente inconciente se haga conciente.

Psikedelikler bilinçaltının bilinçli hâle gelmesini sağlar.

Si el clima lo permite, vamos a hacer un picnic.

Hava güzel olursa, pikniğe gidelim.

Él les permite comer en la oficina a sus trabajadores.

O çalışanlarının ofiste yemek yemelerine izin veriyor.

Ella les permite a sus hijos dejarse el pelo largo.

O çocuklarına saçlarını uzatmaları için izin veriyor.

En aquel lugar no se permite la entrada con zapatos.

O yerde, ayakkabılarla girmenize izin vermezler.

A ningún estudiante se le permite entrar en la sala.

Hiçbir öğrencinin odaya girmesine izin verilmiyor.

- Si mi trabajo lo permite, quisiera ir a verlos en abril.
- Si el trabajo me lo permite, me gustaría ir a verlos en abril.

İş izin verirse, Nisan ayında sizi görmeye gitmek isterim.

Debido a las cosas fantásticas que permite hacer con la luz.

çünkü ışıkla inanılmaz şeyler yapmanızı sağlıyor.

Lo que le permite identificar a su presa con precisión mortal.

Böylece avının yerini ölümcül bir nokta atışıyla belirliyor.

En muchos países a los ciudadanos se les permite portar armas.

Birçok ülkede vatandaşların silah taşıması yasaldır.

Se convierten en los protectores, lo que les permite conservar su inocencia.

artık masumiyetlerini muhafaza etmelerine izin veren koruyucular hâline gelirler.

De un modo similar, la vigilancia facial permite que una autoridad centralizada,

Benzer şekilde, yüz gözetimi, merkezî bir otoriteye --

El progreso en perspectiva y profundidad ahora permite dibujar imágenes más realistas

Perspektif ve derinlikteki ilerleme artık daha gerçekçi resimlerin çizilmesini sağlıyordu

Además, una suscripción le permite instalar Surfshark en tantos dispositivos como desee.

Dahası, tek bir abonelik, Surfshark'ı istediğiniz kadar cihaza kurmanıza izin verir.

- ¿Puedo ver el menú, por favor?
- ¿Me permite el menú, por favor?

Lütfen bir menü görebilir miyim?

Unos lo compararon con la niebla que se disipa y les permite ver.

Bazıları bu süreçte gözlerindeki sis perdesinin kalktığından bahsediyordu.

Si se le permite salir después de la oración de la tarde, esto significa

eğer akşam ezanından sonra dışarı çıkmaya izin aldıysan bunu anlamı şudur

La aplicación te permite calcular rápidamente la proporción del índice de masa corporal - IMC.

Uygulama, vücut kütle indeks oranını hızlı bir şekilde hesaplamanı sağlıyor.

- Apague su cigarro. Está prohibido fumar aquí.
- Apague su cigarrillo. No se permite fumar aquí.

Sigaranı söndür. Burada sigara içmeye izin verilmez.

Los brazos solo me dan equilibrio. Envolver los pies con la cuerda me permite tomar impulso.

Kollarımı denge için kullanıyorum. Ayaklarımı da halata dolayıp kendimi yukarı itiyorum.

Un pasaporte te identifica como ciudadano de un país y te permite viajar a países extranjeros.

Bir pasaport sizi bir ülkenin bir vatandaşı olarak tanımlar ve yabancı ülkelere seyahat etmene imkan verir.

El teorema de Pitágoras te permite calcular la longitud de la hipotenusa de un triángulo rectángulo.

Pisagor teoremi bir dik üçgenin hipotenüs uzunluğunu hesaplaman için izin verir.

Lo bueno de esto es que permite seguir en terreno elevado. Es más fácil mantener el rumbo.

Bunu yapmanın iyi yanı, yüksekte kalmayı sağlaması. Böylece yön belirlemek daha kolay olur.

Por ahora nuestra tecnología no permite esto, por lo que debemos aceptar los datos del NAS correctamente.

şimdilik teknolojimiz buna müsade etmediği için nasa'nın verdiği verileri doğru kabul etmek zorundayız

Interfaz como una solución alternativa que permite a los cónyuges experimentar una nueva vida en condiciones vinculantes.

, eşlerin bağlayıcı koşullar altında yeni bir yaşam deneyimlemesine olanak tanıyan alternatif bir çözüm olarak arayüze

Este sistema de seguridad nos permite seguir los movimientos de los empleados a cualquier lugar que vayan.

Bu güvenlik sistemi çalışanların hareketlerini gittikleri yerde izlemelerine izin verir.

Si está en el extranjero, Surfshark le permite eludir las restricciones locales de Internet para acceder a sus

. Yurtdışındaysanız, Surfshark , favori sitelere

El Corán no permite la bebida a los musulmanes, pero sus instintos naturales no les permiten ser morales.

Kur'an Müslümanların içki içmesine izin vermez. Onların doğal içgüdüleri ahlaki olmalarına izin vermez.

Él es responsable de introducir una ley que le permite a los romanos establecerse cerca y en tierras galicas.

Roma vatandaşlarının Galya topraklarına yerleşebilmesini sağlayan bir yasayı sunmaktan sorumlu.

- A las mujeres no se les permite manejar en Arabia Saudita.
- Las mujeres no pueden conducir coches en Arabia Saudí.

Suudi Arabistan'da kadınların araba sürmelerine izin verilmez.

- No está permitido fumar en este restaurante.
- No se permite fumar en este restaurante.
- No se puede fumar en este restaurante.

Bu restoranda sigara içilmesine izin verilmiyor.

Abra una imagen y seleccione un diseño para la imagen. Pulse en "Abrir" para abrir la imagen. Pulse en "Salir" para salir del programa. La característica "diseño de la imagen" le permite verla en cualquier diseño.

Bir resim açın ve bir resim düzeni seçin. Bir resim açmak için "Aç"a tıklatın. Programdan çıkmak için "Çıkış"ı tıklatın. "Resim Düzeni" özelliği herhangi bir düzende göstermenize olanak tanır.