Examples of using "Peor" in a sentence and their turkish translations:
Seninki daha kötü.
Daha kötü olabilirdi.
En kötüsü bitti.
En kötüsünden korkuyorduk.
En kötü şey gerçekleşti.
Daha kötüsünü bekliyordum.
Bugün daha kötüydü.
Daha kötü yaptım.
En kötüsü için hazır mısın?
En kötüsü için hazır olmalıyız.
Bu daha da kötüleşiyor.
En kötüsünden korktum.
En kötüsü geride kaldı.
Bu daha kötü olabilir mi?
Bu çok daha kötü olabilir.
Bu çok daha kötü.
En kötü kabusun ben olacağım.
En kötüsünü bekliyordum.
Sen benden daha kötüsün.
Daha kötüsünü yaptık.
Tom kendini en kötüsüne hazırlıyor.
Bu hepsinin en kötüsüdür.
Yine 2012 Londra Olimpiyatları açılışında,
Dişi tavukları daha da kötüsü bekler.
iyi ya da kötü yönde.
daha da kötüleri olmakta,
Ya da çok daha kötüsü, yağmalar mı başlayacak?
Biz en kötüsü için hazırız.
Tom Mary'den daha kötü bir yalancıdır.
Henüz en kötüsü gelmektir.
O gittikçe kötü oluyor.
Ben en kötüsüne hazırım.
En kötüsünü beklemek zorundayız.
En kötüsü için hazırım.
Daha kötü olacak.
Ben neyin daha kötü olduğunu bilmiyorum.
Daha da kötüsü, yağmur yağmaya başladı.
En kötüsü zaten bitti.
Daha kötü olamaz.
Sen, kendi en kötü düşmanınsın.
Hiçbir şey savaştan daha kötü değildir.
Yazla ilgili en kötü şey sıcaklık.
Olabilecek daha kötü şey nedir?
Aslında, sayesinde kendimi daha da kötü hissettim.
Bu noktadan sonra, sadece kötüye gidiyor.
En kötüsü için hazır olmalısınız.
Bu daha kötüyken, biz daha iyiydik.
Onun durumu daha kötü olabilirdi.
Bu bir bombadan daha kötü!
Bugün dün hissettiğimden daha kötü hissediyorum.
Ondan daha kötü bir şey yoktur.
En kötüsü için hazırlanıyorum.
Dünyadaki en kötü işe sahibim.
Hiçbir şey ondan daha kötü olamaz.
Tom en kötüsü için hazır.
Tom bu yıl en kötüsünü yaptı.
Düşündüğümden daha kötü.
Sen dünyadaki en kötü yalancısın.
En kötü durum senaryosu nedir?
Daha kötü bir krizin içine gireceğiz.
En kötüsü için hazırlanmalısın.
En kötüsü için kendinizi hazırlamalısınız.
- Durum her geçen gün kötüleşiyor.
- Durum gün be gün kötüleşiyor.
Tom, kendisinin en kötü düşmanı.
Tom kendini en kötüsüne hazırladı.
En kötü virüs kapitalizmdir.
Fakat daha kötüsü, doktorum beni oturttu
"Daha kötü olabilirdi. En azından beyazım."
Durum gitgide daha da kötüleşti.
Göründüğünden daha da kötüdür.
Her zaman en kötü için hazırlıklı olmalıyız.
- Hava daha da kötüye gidiyordu.
- Hava gittikçe kötüleşiyordu.
- İşler gittikçe daha kötü bir hal alıyor.
- Meseleler gittikçe kötüleşiyor.
Hayatımın en kötü anıydı.
Yapabileceğiniz en kötü şey budur!
Bu, dünyadaki en kötü yerdir.
Yaşamımın en kötü günüydü.
Olabilecek en kötü şeyi düşünelim.
Sınıftaki en kötü öğrenciydim.
Yalnızlıktan daha kötü bir şey yok.
İstanbul'un en kötü yanı trafiktir.
En kötü ihtimalle vasat bir not alır.
Allah'a şükür en kötüsünü atlattık.
Hava gittikçe kötüleşiyor.
O en kötüsü için hazırlık yaptı.
Olabilecek daha kötü şey nedir?
Ben belki de evrendeki en kötü şarkıcıyım!
Bugün hava dünkünden daha kötü.
Jacob Coxey en kötüsü için hazırdı.
Kış hakkındaki en kötü şey kardır.
Bu, bizim başımıza gelen en kötü şey.
Ben senin en iyi arkadaşın ya da en kötü düşmanın olabilirim.
" Bu hayatımın en berbat buluşmasıydı"