Examples of using "Medida" in a sentence and their turkish translations:
Aşkın ölçüsü ölçüsüz sevmektir.
geçiş yapacaksınız.
Çözüldükçe,
Biz ilerlerken
soğurken, içerisinde bulunan
O bir tam ölçüm.
Ölçüm tam olmalıdır.
Yaptığımız ikinci şey biraz daha yöntemsel.
Gençler göç ettiğinden,
Hepsi sipariş üzerine yapıldı.
Bir yere kadar seni anlayabilirim.
Kablolar ısmarlamaydı.
Bel ölçün nedir?
ekvator tarafına gittikçe yeryüzü yükseldiği için çarpması gerekiyor
Ve bu hastalık daha da kötüleştiğinde
Dünyanın şehirleri genişledikçe...
kıtalar ayrılırken
İleriye, daha ileriye gittim ve gittikçe fark ettim ki
Yeni bir takım elbise yaptırmalıyım.
Yaşlandıkça unutkan olduk.
Bu kural herkes için geçerliydi.
Bir beyin bölgesini kullandığınızda,
ve bu yetenek yaşlandıkça iyileşmekteydi.
Bu yüzden teknoloji hızla ilerlemeye devam ederken
virüs hızla yayılırken
Herhangi bir adım değil, doğru adımı atmamızı sağlıyor.
Avrupada biliyosunuz öyle bir güvenlik önlemi varki
Tom bütün takımlarını sipariş üzerine yaptırdı.
Fakat stres seviyesini orta derece strese, yoğun strese,
Olay şu, daha çok davranış iteklendikçe uyumsuzluklar azalıyor.
güneşten uzaklaştıkça ise koma çöküyor
Tedbirden vazgeçmeden, korkmadan ama hafife de almadan
O ne kadar büyürse o kadar güzel olur.
Gün geçerken, hava gittikçe kötüleşiyordu.
Yaşlandıkça hafızamız zayıflar.
ve problem çözdükçe daha refah oluruz.
Bunu yapabildiğimiz ölçüde, daha iyi liderlere sahip olacağız
ve konuklar arasındaki etkileşimin nasıl işleyeceğini şansa bırakır.
Büyüdükçe annelerinden talepleri de artıyor.
Güneş, kuzey yarı küreye iyice işlemeye başladıkça...
zaman geçtikçe çelişkili hâle geliyor.
fakat bu helikopter kıyıya doğru uçuyor,
ama bir kısmı iyi bir hayat sürer.
Kadınların haklarını büyük ölçüde koruyup, geliştirmiştir
Türkiye olarak bizim bu araştırmalara önem vermemiz gerekiyor
Her şey normal şekilde ilerlerken bir anda bir adam ortaya çıkıyor
Kolu yavaşça büyüdükçe, öz güvenini de geri kazandı.
Doların değeri enflasyonun yükselme oranında düşer.
Büyüdükçe Tom gittikçe daha yakışıklı oldu.
Beyninizin uyarılmasını arttıran bu alanlara sahip olması nedeniyle
Bu yüzden sorunu daha doğru bir şekilde yeniden çerçevelendirirken
Bu yüzden teknoloji çok daha hızlı ilerlemeye devam etse de
Ah, gelgitler arttıkça çamur daha da derinleşiyor.
abla çocuk giysin giydikçe açılır zaten
yönetti, ancak mümkün olduğunca sert önlemlerden kaçındı.
Ve yaşı ilerledikçe bunu daha da çok yapmak istiyor gibi.
Herhangi bir önlem almadım.
ve bu, resmi politikanın büyük ölçüde sone ermesini sağladı.
Ay'ın parlaklığı arttıkça süper sezgiler biraz atıl kalır.
Ve vücut uyum sağladıkça her şey daha da kolaylaşıyor.
Gece daha da soğudukça... ...vücut işlevlerinin çoğu yavaşlayarak duruyor.
gazlarının konsantrasyonları sürekli artmaktadır. Sanayi öncesi döneme kıyasla
Tom Mary'nin yaşlandığı için ne kadar çirkin olduğuna inanamadı.
O zaman buradan şunu çıkarabiliriz mesafe arttıkça zaman bükülür
Biz öğrencilerin giriş sınavındaki başarılarından büyük ölçüde sorumluyuz.
- Kış yaklaştıkça günler kısalıyor.
- Kış yaklaştıkça günler gitgide kısalıyor.
daha sonraki yıllarda da minareler ve türbeler eklenerek Ayasofya çok büyük miktarda genişletildi
Hepimizin dikkatli olmak istediğini düşünüyorum, özellikle bazı ülkeler yeniden açılmaya başlamışken.
En yüksek ve en alçak seviyelerinin arasındaki fark 16 metreyi bulabilir. Gelgitler çekilirken arkalarında kayalık havuzları bırakır.
. Bekaa'nın geri kalanında küresel sıcaklıklar artarken
Zaman geçerken, insanlar konu hakkında daha çok endişelendi.
Hasdrubal'ın karada ki birlikleri donanma Roma gemileri ile olan mesafeyi kapattıkça neşeleniyor.
. Eriyen kar ve yükselen su seviyeleri Dicle, Fırat ve Nil'de su seviyesini artıracaktır.
- Yaşlandıkça hafızamız zayıflar.
- Ne kadar yaşlanırsak, hafızamız o kadar kötüleşir.
Fakat medeniyetler daha karmaşık hale gelirken, daha iyi iletişim metotları gerekliydi.
Grande Armée, Rusya'nın derinliklerine doğru ilerlerken, Ney her zaman aksiyona yakındı
Yaşlandıkça hafızamız zayıflar.
Kaplanlar yaklaşırken, önce kimin yenileceğini merak ettik.