Examples of using "Irá" in a sentence and their turkish translations:
Tom gidecek.
Kim gidecek?
O da gidecek.
Her şey iyi olacak.
O, gitmeyecek.
- Tom ilk önce gidecek.
- Önce Tom gidecek.
İçin rahat olsun, her şey yoluna girecek.
Tom yarın oraya gidecek.
O, hastaneye gidecek.
Ne zaman eve gidecek?
Tom benimle oraya gidecek.
Yarın her şey iyi olacak.
Tom tek başına gitmeyecek.
O, bugün hastaneye gidecek.
O da gidecek, değil mi?
Her şeyin iyi olacağını düşünüyorum.
Ben her şeyin iyi olacağına inanıyorum.
Tom niçin gitmeyecek?
O, kente gidecek.
Tom yarın Boston'a gidiyor.
O, yarın buradan ayrılacak.
Tom davet edilse bile gitmez.
Gelecek ay Paris'e gidecek.
Artık bir yere gidemez.
O, Amerika'ya gideceğini söyledi.
Tom onun iyi olacağını düşünüyor.
Her şey iyi olacak.
Bu sürü hiçbir yere gidemez...
Enerji bizim yönlendirdiğimiz yere gidecek.
Ters gitme ihtimali olan her şey ters gidecektir.
Gelecek ay Paris'e gidecek.
Onun erken gideceğime eminim.
Her şeyin iyi olacağından eminim.
Bütün pastayı yiyecek mi?
- O, önümüzdeki hafta Fransa'ya gidiyor.
- O önümüzdeki hafta Fransa'ya gidiyor.
Tom ne zaman gideceğini henüz tam olarak bilmiyor.
Tom bu öğleden sonra alışverişe gideceğini düşünüyor.
Sorun onun için oraya kimin gideceğidir.
Benim yerime toplantıya o gidecek.
Tom Mary'nin ne zaman alışverişe gideceğini bilmek istiyor.
Tom gelecek ay Boston'a gidecek.
Onun benimle birlikte oraya gidip gitmeyeceğini bilmiyorum.
Yarın Tokyo'ya gidecek, değil mi?
Tom Mary'nin ne zaman alışverişe gideceğini bilmek istiyor.
Tom oraya asla tekrar gitmeyeceğini söylüyor.
Hadi, her şey yoluna girecek.
Jane gelecek ay evlenecek.
Tom Mary ile yarın pikniğe gidiyor.
Mary ne derse desin Tom gidecek.
Kız kardeşim gelecek sene Tokyo'ya gidecek.
Kim benimle gelecek?
Gelecek yıl Amerika'ya gidecek mi?
Tom Mary'nin Boston'dan ne zaman ayrılacağını bilmiyor.
Mary gitse de gitmese de Tom gidecek.
Eğer istemiyorsan Tom gitmez.
yoksulluğun önemli olmadığını ileri sürebilirsiniz.
Tom'un Mary'nin partisinde olup olmayacağını merak ediyorum.
Tom gidip gitmeyeceğinden henüz emin değil.
Mary onunla gitmedikçe, Tom gitmez.
Yalnızlığı çok seversek bir gün o da çekip gider mi?
Kara ve buza karşı çekiyor ve bu da beni tutacaktır.
Gitmesini istemiyorsan Tom gitmez.
Endişelenme. Her şey iyi olacak.
Tom Mary'nin bizimle kampa gelip gelmeyeceğini bilmiyor.
Tom Mary'nin dağlara ya da plaja gelip gelmiyeceğini bilmiyor.
Tom bana yarın yağmur yağmasa Mary ile birlikte bisiklet sürmeye gideceğini söyledi.
Beni tutacak ve bana her şeyin iyi olacağını söyleyecek birine ihtiyacım var.
Diğer insanlar tarafından nefret edilmekten korktuğunu söylüyorsun fakat bizzat senin de hoşlanmadığın bazı insanlar vardır, değil mi? Rakamsal olarak konuşursak, senin hoşlanmadığın ve senden hoşlanmayan eşit sayıda insan vardır. Birisiyle ilgili nefretinden vazgeçsen, başka biri de senden nefret etmekten vazgeçecektir demiyorum; bu sadece sen birinden nefret edersen, o zaman başka biri de senden nefret eder gerçeğini değiştiremezsin anlamına gelir. Sadece vazgeçip ve o gerçeği kabul edersen hayat çok daha kolay olacaktır.