Examples of using "Factible" in a sentence and their turkish translations:
Onun yapılabilir olduğunu düşünüyorum.
Elbette, dişi yaban arısının yumurtalarını incir çiçeğinin içine bırakması,
Bir plan yaptınız ki, bir fizibilite yaptınız ki?
Bu projeyi bitiremezsin.
Tom Mary'nin planının uygulanabilir olduğunu düşünmüyor.
NASA kızıl gezegeni birinin ziyaret etmesinin uygun olduğunu kanıtlayan yeterli bilgilere sahip olduğunu belirtti.