Examples of using "Entiende" in a sentence and their turkish translations:
O seni anlamıyor.
- O sizi anlamıyor.
- O seni anlamıyor.
O seni anlamıyor.
Hiç kimse anlamıyor.
- Anlamıyor.
- Anlamaz.
Tom anlar.
- Beni anlıyor musun?
- Beni anlıyor musunuz?
- O sizi anlamıyor.
- O seni anlamıyor.
- O sizi anlamıyor.
- O seni anlamıyor.
O müzikten anlar.
Tom sorunu anlıyor.
Ama anlamaz,
O, sorunu anlıyor.
O, Fransızca anlar.
Hiç kimse beni anlamıyor.
Tom Fransızca anlar.
O İtalyanca anlıyor mu?
- Kimse seni anlamıyor.
- Seni kimse anlamıyor.
Hiç kimse bunu anlamıyor.
O onu anlar.
O şakalardan anlamaz.
Neler olduğunu kimse anlamıyor.
O da beni anlamıyor.
Tom hâlâ anlamıyor.
O, riskleri anlar.
Tom, Sanskritçe anlamaz.
Tom bunu anlamıyor.
O seni anlamıyor.
Tom'un anladığını biliyorum.
Tom pozisyonunuzu anlıyor.
Tom sorunu anlıyor.
O şimdi seni anlıyor.
Tom müzikten anlıyor.
Tom hiçbir şey anlamıyor.
Bir çocuk bile onu anlayabilir.
Tom, ne istediğinizi anlamıyor.
Tom ne dediğini anlamıyor.
Anlamıyorsun.
Tom sadece anlamıyor.
O, iğnelemeyi anlamaz.
Lütfen durumumu anla.
Bu lanet olası hiç mantıklı değil.
Anlamayan sensin!
Ben çok görüyorum, ama az anlıyorum.
Babam beni anlamıyor.
Anlamayan kişi Tom.
Bayan Brown Japonca anlar.
Beni bir tek annem anlar.
Tom durumu anlamıyor.
Tom, neler olup bittiğini anlamıyor.
Tom bir bilgisayarı nasıl kullanacağını anlamaz.
ama şu resimle daha iyi anlaşılır.
Mary Çince'yi anlar.
Beni anlıyorsun.
Jane düşünme tarzını anlar.
Tom, İngiliz mizahını anlamıyor.
Tom ne söylediğimi anlıyor mu?
Tom Fransızca anlamıyor.
Senin anlamadığını Tom anlar.
Ne demek istediğimi bildiğini düşünüyorum.
Tom ne söylediğinizi anlamıyor.
Tom onun nasıl olabildiğini anlamıyor.
Tom bir şey anlamıyor.
- Anlıyor musun?
- Anlıyor musunuz?
Tom senin nasıl hissettiğini anladığını söyledi.
Herkes anlıyor mu?
Merak etmeyin. O Almanca anlamıyor.
O. oyunun kurallarını anlamıyor.
Beni anlayan tek kişisin.
Anlamayan sensin.
Onun sorunlarını az çok anlıyor.
Tom bazen Mary'yi anlamıyor.
Tom neden bahsettiğinizi anlamıyor.
Tom Mary'nin nasıl hissettiğini anlamıyor.
Tom bir bilgisayarın nasıl çalıştığını anlamıyor.
Tom Fransızcayı çok iyi anlamaz.
Açıkçası, Tom Fransızcayı çok iyi anlamaz.
Tom Mary'nin nasıl hissettiğini anladığını söylüyor.
Tom onun yapmasını istediğiniz şeyi anlamıyor.
- Tom'un Fransızca anlamadığını unutma.
- Tom'un Fransızca anlamadığını unutmayalım.
Tom hâlâ Fransızcayı çok iyi anlamıyor.
Nasıl yaptığını kimse anlamıyor ama yapıyor.
İnsanların anlamadığı şey bu.
Tom'un Fransızca anladığından oldukça eminim.