Examples of using "Distinto" in a sentence and their turkish translations:
Farklı görünmek istiyorum.
Tom benden farklı.
biraz farklı görünebilir.
Böylelikle bir şeyler yaptım.
Farklı bir dünyaydı.
Ama El Cap farklıydı.
Bir şeylerin farklı olabileceğine inanın.
Hava bile farklı kokuyordu.
Benim saatim seninkinden farklı.
Benim projem seninkinden farklı.
- Her nasılsa bugün farklı görünüyorsun.
- Her nasılsa, farklı görünüyorsun.
plan yapma yeteneği kazanırsın.
Bu sefer bana farklı bir şey söyledi.
- Ben başka türlü düşünüyorum.
- Ben daha farklı düşünüyorum.
Bu masa sipariş ettiğimden farklı.
Tom farklı bir şey istiyor.
Bilmek başka şey, yapmak başka şey.
Bu sezgi ve onu kanıtlamak arasında dağlar kadar fark var.
Londra'nın iklimi Tokyo'nunkinden farklıdır.
Bana farklı bir şey öğretildi.
Bu kutu diğerinden farklı bir renktedir.
kostümüyle birlikte bambaşka bir şeye dönüşmesine benziyordu.
Farklı bir şekilde gittim.
Başka biri oldum gibi hissediyorum.