Examples of using "Consigue" in a sentence and their turkish translations:
Hiçbir şey onu hareket ettiremez.
Birkaç Danimarka hamur işi alın.
Kararlılık başarının anahtarıdır.
Çaba olmaksızın hiçbir şey tamamlanmaz.
Genellikle ne kadar uyursun?
Ann bir iş bulmayı başaramaz.
Zahmet yoksa kazanç da yok.
Başarıya süreklilikle ulaşılır.
Tom onun ne kadar eğlenceli olduğunu anlatamaz.
Fakat pek yüz bulamıyor.
İnsanlar uçakta uyumayı nasıl beceriyor?
O başladığı şeyi sonuçlandırır.
Tom, Mary'ye karar verdiremiyor.
Tek bir pakette hem bir telefon hem de bir internet erişimi alın!
Şimdi şöyle bir örnek daha verelim. Uzayda bir uzaylı olsun .
O, şapkasını bulamıyor.
O bir dalkavuk olduğu için her şeyi alır.
Kitabı al.
Eğer yasayı bilen bir avukat alamıyorsanız, yargıyı bilen bir avukat alın.
O genellikle doğru sözlü ve içten ve bu sebeple onunla tanışanların güvenini kazanır.
Dünyadaki en iyi sözler, onları anlayamadığınız takdirde sadece boş seslerdir.
- Emek yoksa yemek de yok.
- Zahmet yoksa kazanç da yok.
- Emek olmadan yemek olmaz.
Çalışmak ya da üniversiteye gitmek arasında karar veremiyorum.
- David'in o kadar çok kız arkadaşları var ki o onların isimlerinin hepsini hatırlayamıyor.
- David'in isimlerini aklında tutamayacağı kadar kız arkadaşı var.