Translation of "Canadá" in Turkish

0.016 sec.

Examples of using "Canadá" in a sentence and their turkish translations:

¡Bienvenido a Canadá!

Kanada'ya Hoş geldiniz!

Somos de Canadá.

Biz Kanadalıyız.

- Él dijo: "soy de Canadá".
- Dijo: "Soy de Canadá."

- O "Ben Kanada'dan geldim" dedi.
- "Kanadalıyım" dedi.

Desde Rusia hasta Canadá.

Rusya'dan tutun Kanada'ya kadar.

Se afincaron en Canadá.

Onlar Kanada'ya yerleştiler.

Él volvió de Canadá.

O, Kanada'dan döndü.

Tom huyó a Canadá.

Tom Kanada'ya kaçtı.

Partió para Canadá ayer.

O dün Kanada için yola çıktı.

He estado en Canadá.

Kanada'ya gittim.

¡Feliz Día de Canadá!

Mutlu Kanada Günü!

Canadá produce buen trigo.

Kanada iyi buğday üretir.

¿En Canadá hablan francés?

Kanada'da Fransızca konuşurlar mı?

- Mi novia ha ido a Canadá.
- Mi novia se fue a Canadá.

Kız arkadaşım Kanada'ya gitti.

- Fui a Canadá cuando era niño.
- Cuando era pequeño, fui a Canadá.

Çocukken Kanada'ya gittim.

¿Se habla inglés en Canadá?

Kanada'da İngilizce konuşulur mu?

Japón comercia mucho con Canadá.

Japonya'nın Kanada ile çok ticareti var.

Fuimos a esquiar a Canadá.

Biz Kanada'da kayak yapmaya gittik.

Visité Canadá hace mucho tiempo.

Uzun süre önce Kanada'yı ziyaret ettim.

Él dijo: "soy de Canadá".

O "Ben Kanada'dan geldim" dedi.

¿Cuánto tiempo estuviste en Canadá?

Kanada'da ne kadar kaldın?

Me voy a Canadá mañana.

Yarın Kanada'ya hareket ediyorum.

Canadá no es un paraíso.

Kanada bir cennet değildir.

Canadá es un país grande.

Kanada geniş bir ülkedir.

¿De qué parte de Canadá eres?

Kanada'nın neresindensin?

Sabemos que ella nació en Canadá.

Onun Kanada'da doğduğunu biliyoruz.

Japón es más pequeño que Canadá.

Japonya Kanada'dan daha küçüktür.

Mi amigo se fue a Canadá.

Arkadaşım Kanada'ya gitti.

El Sr. White fue a Canadá.

Bay White Kanada'ya gitti.

¿De qué parte de Canadá vienes?

Kanada'nın neresindensin?

Ottawa es la capital de Canadá.

- Ottawa, Kanada'nın başkentidir.
- Ottawa, Kanada'nın başşehridir.

¿Qué lenguas se hablan en Canadá?

Kanada'da hangi diller konuşuluyor?

Esta planta es autóctona de Canadá.

Bu bitki Kanada'ya özgüdür.

En 1497, Juan Caboto exploró Canadá.

1497 de, John Cabot Kanada'yı araştırdı.

Escapó a Canadá con su madre.

O, annesiyle Kanada'ya kaçtı.

Llevo cinco años viviendo en Canadá.

Beş yıldır Kanada'da yaşıyorum.

Canadá es más grande que Japón.

Kanada, Japonya'dan daha büyüktür.

¿Has estado alguna vez en Canadá?

- Hiç Kanada'ya gittin mi?
- Hiç Kanada'da bulundun mu?

En Canadá hablan inglés y francés.

Onlar Kanada'da İngilizce ve Fransızca konuşurlar.

Ella vino desde Canadá para verme.

O beni görmek için Kanada'dan geldi.

Fui a Canadá cuando era niño.

Çocukken Kanada'ya gittim.

- Espero ir a Canadá el año siguiente.
- Espero ir a Canadá el año que viene.

Gelecek yıl Kanada'ya gitmeyi umuyorum.

- Muchos de nuestros clientes son de Canadá.
- Gran parte de nuestros clientes son de Canadá.

- Müşterilerimizin çoğu Kanadalıdır.
- Müşterilerimizin birçoğu Kanada'dandır.

Yo he estado una vez en Canadá.

Ben bir kez Kanada'da bulundum.

En Canadá se habla inglés y francés.

Kanada'da İngilizce ve Fransızca konuşulur.

Japón no es tan grande como Canadá.

Japonya Kanada kadar büyük değildir.

Estados Unidos de América limita con Canadá.

- Amerika Birleşik Devletleri, Kanada ile komşudur.
- ABD, Kanada ile komşudur.

Yo en ese tiempo estaba en Canadá.

O zaman Kanada'daydım.

Quiero ver a mis amigos en Canadá.

Kanada'daki arkadaşlarımı görmek istiyorum.

En Canadá se habla francés e inglés.

Kanada'da Fransızca ve İngilizce konuşulur.

Canadá queda al norte de Estados Unidos.

Kanada Amerika Birleşik Devletlerinin kuzeyindedir.

¿Has llamado a tu amiga de Canadá?

Kanada'da arkadaşını aradın mı?

El invierno pasado fui a esquiar a Canadá.

Geçen kış kayak yapmak için Kanada'ya gittim.

¿Hace tanto frío en Alemania como en Canadá?

Almanya Kanada kadar soğuk mu?

Espero ir a Canadá el año que viene.

Gelecek yıl Kanada'ya gitmeyi umuyorum.

Los padres de Tom nacieron fuera de Canadá.

Tom'un ebeveynleri Kanada'nın dışında doğdular.

Nos mudamos a Canadá con mi marido en 2013,

2013'te eşimle Kanada'ya taşındık.

Patty terminó de escribirles a sus amigos en Canadá.

Patty Kanada'da arkadaşlarına yazmayı bitirdi.

Estoy pensando ir a Canadá el año que viene.

Gelecek yıl Kanada'ya gitmeyi düşünüyorum.

Canadá se encuentra en la parte norte de América.

Kanada, Amerika'nın kuzey tarafındadır.

Estoy pensando en ir a Canadá el año siguiente.

Gelecek yıl Kanada'ya gitmeyi düşünüyorum.

Una luna de miel en Canadá cuesta mucho dinero.

- Kanada'da bir balayı çok paraya mal olur.
- Kanada'da balayı yapmak pahalıdır.

El francés se habla en ciertas zonas de Canadá.

Fransızca Kanada'nın bir bölümünde konuşulur.

Canadá es un país limítrofe de los Estados Unidos.

Kanada, ABD'ye komşu bir ülkedir.

- ¿Sois los tres canadienses?
- ¿Sois las tres de Canadá?

Siz üçünüz Kanadalı değil misiniz?

De Alemania, del Reino Unido, de Francia y Canadá combinadas.

ve Kanada'nın nüfusları toplamından daha büyük.

La población de Japón es mayor que la de Canadá.

Japonya'nın nüfusu Kanada'nınkinden daha büyüktür.

Conozco a un profesor de inglés que viene de Canadá.

Kanadalı olan bir İngilizce öğretmeni tanıyorum.

En Canadá hay muchas áreas donde es ilegal talar árboles.

Kanada'da ağaç kesmenin yasa dışı olduğu bir sürü alan vardır.

En Canadá dormimos sobre una cama, no en el suelo.

Kanada'da zeminde değil yatakta uyuyoruz.

Vine desde India a Canadá cuando tenía un año de edad,

7 yaşındayken, Hindistan'dan Kanada'ya

El joven que está hablando con John es un estudiante de Canadá.

John ile konuşan genç adam, Kanadalı bir öğrenci.

Lo último que supe es que Tom se encontraba pescando en Canadá.

Son duyduğumda, Tom Kanada'da balık tutuyordu.

Ella no puede estar en este hotel, porque ella regresó a Canadá.

O bu otelde kalamıyor, çünkü o, Kanada'ya geri gitti.

La superficie de Canadá es mayor que la de los Estados Unidos.

Kanada'nın alanı Amerika birleşik Devletleri'nkinden daha büyüktür.

La letra del himno nacional de Canadá se escribió primero en francés.

Kanada milli marşının metni önce Fransızca olarak yazıldı.

Conocí a dos extranjeros, uno era de Canadá y el otro de Inglaterra.

İki yabancı ile tanıştım, biri Kanadalı idi ve diğeri İngiltereli.

Cinco por ciento, luego Irán y Canadá en aproximadamente uno en setenta y uno

izliyor. Yüzde yetmiş beş , ardından İran ve Kanada yüzde yetmiş bir

México es el tercer país más grande de Norteamérica, detrás de Canadá y los Estados Unidos.

Meksika; Kanada ve Amerika Birleşik Devletleri'nden sonra, Kuzey Amerika'daki en büyük üçüncü ülkedir.

Más de 30.000 personas soportaron la lluvia y el frío para esperar el desfile del día de Canadá.

300,000'den daha fazla kişi Kanada Günü törenine katılmak için yağmur ve soğuğa göğüs gerdiler.

- Tom vive a 10 millas de la frontera canadiense.
- Tom vive a 10 millas de la frontera con Canadá.

Tom Kanada sınırından 10 mil uzakta yaşıyor.