Examples of using "Camarero" in a sentence and their turkish translations:
Ben bir garsonum.
Garsona ihtiyaç var.
Garson bakar mısınız?
İşte garson geliyor.
Barmen, benim bir içkiye ihtiyacım var.
Garson nerede?
Garson terbiyesizdi.
Garson, hesap lütfen.
Bayım, biz sipariş vermek için hazırız.
Barmen "Moktor" dedi,
Özür dilerim, seni garson zannettim.
O garson, ama aynı zamanda oyuncu.
Bütün hayatım boyunca garson olmayı planlamam.
Garsondan faturayı istedin mi?
Garson, sipariş vermek istiyorum.
Garson, bana biraz su getir lütfen.
Garson lütfen bana bir bardak çay ver.
Garson alt kattaydı.
Mary garsona hakaret etti.
Barmen, bir içki içmek isterim.
Affedersin, garson. Çorbamda bir saç var.
O bir garson ve aktördür.
Benim adım Tom ve bu gece sunucunuz olacağım.
Garson, lütfen. Çorba için bir kaşığa ihtiyacım var.
Tom garsona çok iyi bir bahşiş verdi.
Barmen Tom'u barın dışına attı.
O bir garson ve aktördür.
Garson gittikten sonra Tom ve Mary konuşmalarına devam etti.
O ayırtıldığı için garson masaları değiştirmemi istedi.
Bir garsona bahşiş vermemek kabalıktır.