Translation of "Atraviesa" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "Atraviesa" in a sentence and their turkish translations:

atraviesa su mano, justo así.

aynen bu şekilde elinizin içinden geçebiliyor.

El río atraviesa el valle.

Nehir vadinin içinden geçiyor.

- El río que atraviesa París se llama Sena.
- El río que atraviesa París es el Sena.

Paris'in içinden akan nehir, Seine'dir.

Hay un camino que atraviesa los campos.

Tarlaların içinde bir patika var.

El río que atraviesa Londres es el Támesis.

Londra'dan akan nehir Thames'tir.

El río que atraviesa París se llama Sena.

Paris'in içinden akan nehir, Seine'dir.

El frío atraviesa la piel delgada y húmeda de la rana.

Soğuk, kurbağanın ince, nemli derisinden içeri sızıyor.

¿Un gusano grita silenciosamente cuando un pescador lo atraviesa con un anzuelo?

Bir balıkçı onu bir kancaya taktığı zaman, bir solucan sessizce çığlık atar mı?