Examples of using "Alentar" in a sentence and their turkish translations:
Tom sanki müzakereleri yavaşlatmaya çalışıyor gibi görünüyor.
Ken'i teşvik edemem. O benim rakibim.
Gençleri oy vermeye teşvik edecek bir kampanyadır.
Döner kavşağın amacı trafiği yavaşlatmaktır.
Eylül ayının 26'sı Avrupa Diller Günü'dür. Avrupa Konseyi, Avrupa'nın çokdilli mirasına dikkat çekip, çokdilliliğin toplum içinde gelişimini teşvik ederek vatandaşları farklı dilleri öğrenmesi için yüreklendirmek istiyor. Tatoeba, kullanımı kolay bir öğrenme aracı olarak etkin bir katılımla bu dilleri öğrenme ve bundan zevk alma olanağı sağlıyor.