Examples of using "Aguja" in a sentence and their turkish translations:
İğne ve ipliğin var mı?
Senin için iğneye iplik geçireyim.
Bir dikiş iğnen var mı?
O bir iğne ve iplik ile dikiş diker.
Sanki biri iğne sokmuş gibi oldu... Tak!
Baş parmağıma iğne batırdım.
Bu düğmeleri dikmek için bir iğnen var mı?
Nakış yaparken kendini bir iğne ile deldi.
Senin için iğneye ipliği geçirmemi ister misin?
Sivri uçlu zehirli dişleri deriyi kolayca deler
Bir iğne ve biraz ipliğin yok mu?
Pusula ibreleri kuzeyi gösterir.
Fakat bunun için gereken iğne yoktu.
ama kuleyi tamamıyla yükseltemeyecekler.
Pusula iğnesi kuzeye döndü.
Annem iğneyi doktora götürdü ve doktor da işlemi gerçekleştirdi.
Bir devenin bir iğnenin deliğinden geçmesi bir zengin kişinin Tanrı'nın krallığına girmesinden daha kolaydır.