Examples of using "слабость" in a sentence and their turkish translations:
Tom zayıf hissetti.
Cılız hissediyorum.
Kendimi güçsüz hissettim.
En büyük zayıflığınız nedir?
Bugün biraz güçsüz hissediyorum.
Onların zayıflıkları nedir?
Ann'in çikolataya zafiyeti var.
Dizlerimde halsizlik hissettim.
Dostoyevski'nin kumara zaafı vardı.
Tom'un güzel kızlara dönük bir zayıflığı vardır.
Tom bana zayıf hissettiğini söyledi.
Halsiz hissediyorum ve başım zonkluyor.
Paraya karşı zaafım var.
Acıkmaya başladığınızda, kendinizi güçsüz hissetmek nasıldır bilirsiniz.
Acıkmaya başladığınızda kendinizi güçsüz hissetmek nasıldır bilirsiniz.
Mary'ye karşı bir şeyler hissediyorsun, değil mi?