Examples of using "свидания" in a sentence and their turkish translations:
Randevunda iyi zaman geçir.
- Hoşça kalın.
- Güle güle.
Hoşça kalın.
Hoşça kal de.
- Hepiniz hoşça kalın!
- Herkese elveda!
O zaman, hoşça kal.
Randevunda iyi şanslar.
- Hoşça kal, Sayoko.
- Güle güle, Sayoko.
- Yakında görüşürüz!
- Görüşürüz.
Hoşça kal. Yarın görüşürüz.
Güle güle ve iyi şanslar.
"Hoşça kal!" dedi.
- Hoşça kalın.
- Hoşça kal.
- Güle güle.
- Allah'a ısmarladık!
- Allah'a emanet ol!
Hoşça kal dedi.
Teşekkür ediyorum, hoşçakalın!
Almanca "güle güle" nasıl denir?
Tom'la buluşmanda iyi şanslar.
Mary ile randevunda iyi şanslar.
Güle güle, Tom.
Sana hoşça kal demeliyim.
Henüz bir randevuya gitmedik.
Tom hoşça kal dedi.
Tanışma randevularına gitmem.
Hoşça kal dedi.
Tom sana hiç çıkma teklifinde bulundu mu?
Güle güle. Üzerinde anlaştığımız zamanda görüşürüz.
Hoşçakal dedim.
Tom'dan daha çok flört ederim.
Tom ilk buluşmalarının yıl dönümünü unuttu.
Veda etmiyorum "bir dahaki sefere" diyorum.
Fransızcada nasıl hoşça kal diyeceğimi bilmiyorum.
O, asla onunla randevulaşmadı.
Eğer Amy buluşmanın iyi geçeceğine göre plan yapsaydı
Tom'a elveda dedim.
Hoşça kal diyecek kimsem yok.
Tom randevulara nadiren geç kalır.
Tom hoşça kal bile demedi.
Tom elveda demek istemiyor.
Ben Esperantoda "güle güle" ve "teşekkürler" demek istiyorum. Bana yardımcı olabilir misiniz?
Tom yaşlandı ve eskiden çıktığı kadar sık dışarı çıkmıyor.
- Hoşça kal demeden uzaklaştı.
- Hoşça kal demeden yürüdü gitti.
- Sanırım Tom flört etmek için çok genç.
- Sanırım Tom flört edemeyecek kadar çok genç.
Ebeveynlerim bana çıkmak istediğim kişiyle çıkmama izin vermezdi.