Examples of using "проникает" in a sentence and their turkish translations:
duvarın nemlendiğini görseniz
Her yerde toz uçuşuyor.
Zemine çok az ay ışığı ulaşır.
Oksijenin difüzyonu ince zarlarda daha kolay gerçekleşir
Isının bir kısmı derin okyanusa doğru yayılır
temas ederek seks yapıyorlar.
uzak-UVC onlara kesinlikle ulaşabilir ve onları öldürebilir
Bu düşük frekanslı ses ağaç örtüsünden sekip duvarların oluşturduğu seti aşıyor.
Ağaç örtüsünün altındaki ormanın zeminine ay ışığının sadece yüzde ikisi ulaşıyor.