Examples of using "приказу" in a sentence and their turkish translations:
- Emirlerime itaat etmemeye kalkıştı.
- Emirlerime itaat etmemeye cesaret etti.
1. Justinianus'un emriyle inşaatına başlandı. Yıl 532
Türk Tarih Kurumu, Mustafa Kemal Atatürk'ün emriyle
Benim için emre uymak dışında yapacak bir şey yok.
Zalim diktatör tarafından masum köylülerin öldürülmesi emredildi.
1453 yılında İstanbul fethedildikten sonra Fatih Sultan Mehmet'in emriyle camiye çevrildi
Patronumun emriyle o işi yaptım.