Examples of using "приглашения" in a sentence and their turkish translations:
Davet bile edilmedim.
- Bir davet almadım.
- Bir çağrı almadım.
- Davetiyeleri dün dağıttık.
- Davetiyeleri dün gönderdik.
- Dün davetiyeleri yolladık.
Daveti kabul etmedim.
Daveti reddetmeliydin.
O benim davetimi reddetti.
Onların davetini kabul etmedi.
Sadece Takeuchi daveti kabul etmedi.
Davetiyeleri gönderdiğimizde Tom'un adını gözden kaçırdık.
Tom, Mary'nin partisine davetsiz olarak gitti.
Onlara davetiyesiz gitmek benim için zordur.
Tom'un davetini kibarca reddettim.
Binaya izinsiz giremezsiniz?
Maalesef davetinizi kabul edemem.
Tom evimize davetsiz geldi.
Tom'un konserine VIP biletlerim var.
Hasta olduğum için daveti geri çevirmek zorunda kaldım.
Davetsiz olarak birinin evine gitmemelisin.
Tom ve Mary bütün arkadaşlarına düğün davetiyelerini postaladı.
Robert o kadar meşguldu ki golf oynamak için bir daveti geri çevirmek zorunda kaldı.