Examples of using "полностью" in a sentence and their turkish translations:
Tamamen aynı fikirdeyim.
Tamamen kabul ediyorum.
Ben tamamen katılıyorum.
Tamamen katılıyorum.
Ben bunu bütünüyle onaylıyorum.
Tamamen Şaman adetidir
Tamamen iyileştin mi?
Tamamen iyileştim.
Ben buna tamamen katılıyorum.
Sana tamamen güveniyorum.
beni mahvediyordu.
Bunlar girdikten sonra, içini dolduracaksınız.
davası tamamen düştü.
Sorun tamamen halledildi.
Proje tam bir hataydı.
Kesinlikle katılıyorum.
Tom tamamen uyanık.
Hasta tamamen iyileşti.
Göl tamamen dondu.
Bütünüyle aynı fikirdeyim.
Batarya tam olarak şarj oldu mu?
Tom tamamen hatalı.
Tamamen iyileştin mi?
Tom tamamen iyileşti.
Ben tamamen iyileştim.
Yangın tamamen söndürüldü.
Tamamen buna katılıyorum.
Tamamen özgürüm.
- Ben kesinlikle size katılıyorum.
- Sana tamamen katılıyorum.
Ben tamamen Tom'a katılıyorum.
Bu fabrika neredeyse tamamen otomatiktir.
Tamamen sana katılıyorum.
Onlarla tamamen aynı fikirdeyim.
Bu bölge ağzına kadar dolu!
Baksanıza, resmen paramparça olmuş.
krizi hep beraber atlatabiliriz.
binaları komple bir şekilde sürükleyerek götürüyor
Tamamen şamanizm geleneğidir
güneş sistemini böyle tamamen çevreleyen
doğruluğu ise tamamen tartışılır
ve amacı ise tamamen
Benim sana tam güvenim var.
O tamamen tedavi edilemez.
Bina tamamen yıkılmıştı.
O, işi tamamen yaptı.
- Oda tamamen döşenmiştir.
- Oda tamamen mobilyalıdır.
Makarnayı tamamen su ile örtün.
Ona tamamen güveniyorum.
Onun evi yakıldı.
Evim tam sigortalıdır.
- Kar şehri tamamen kapladı.
- Kar, şehri tamamen kapladı.
Sen ona tamamen güven.
O tamamen bir kitaba gömülmüştü.
- O bütünüyle yanlış değil.
- O tamamen yanlış değil.
Bütünüyle hatalıydım.
Bu tamamen benim hatam.
- Tamamen tedavi edileceğini umuyorum.
- Umarım tamamen iyileşirsin.
Son derece memnunduk.
Onun halısı tamamen beyaz.
Bu problem tamamen çözüldü.
Sana benim tam desteğim var.
Onu tamamen destekliyorum.
Hayatım tamamen değişti.
Tom'a tamamen güveniyorum.
Yakında tamamen iyileşeceksin.
Sen tamamen anlayamadın.
Bu alan tamamen değişti.
Tom'u tamamen destekliyorum.
Bu tren tamamen otomatiktir.
Tom, Mary'ye tamamen güvendi.
Tom, Mary'ye tamamen güveniyor.
Tamamen değdi!
Onun tamamıyla farkındayım.
- Durumun önemli olduğunun tam olarak farkındayız.
- Durumun öneminin tam olarak farkındayım.
Ben ikinize de tamamen katılıyorum.
Tom'un evi neredeyse tamamen yok edildi.
Baksanıza, resmen paramparça olmuş.
Bazen oldukça yanlış gidiyor.
tamamen bu filmde işlendi
ve tamamen insanlık tarihini yeniden yazdırıyor
Şimdi tamamen uyanığım.
Bina deprem tarafından tamamen yıkıldı.
O bana tamamen inanmaz.
O, fırsatı en iyi şekilde değerlendirdi.
Tom hâlâ tamamen ikna olmadı.
Ben sizinle tamamen aynı fikirdeyim, bayım.
Sana güvenim tam.
Hard disk tamamen mahvoldu.
Tom'un evi tamamen yıkıldı.
Seninle tamamen aynı fikirdeyim.
Eski demir boru pas doluydu.
Ben buna bütün kalbimle katılıyorum.
Ben Tom'a bütünüyle katıldım.
Üç tane ev tamamen yıkıldı.