Examples of using "оправдания" in a sentence and their turkish translations:
Bahanelerinden usandım.
Mazeretlerinden bıktım.
Sen sadece bahaneler üretiyorsun.
Onun gecikmesi için hiçbir bahane yok.
Yaptıklarının hiçbir bahanesi yoktur.
Böyle bir kargaşa için hiçbir neden yok.
Tom'un davranışı için mazeret yok.
- Tom'un mazeretlerinden bıktım.
- Tom'un bahanelerinden sıkıldım.
- Böyle bir davranışın herhangi bir bahanesi yoktur.
- Bu tip bir davranışa bahane üretmek mümkün değil.
Hiçbir bahane duymak istemiyorum.
beynimiz haklı sebepler üretmeye başlar.
Mazeretlerinle ilgilenmiyorum.
Buna mazeret bulunamaz.
- O kendini haklı çıkarmak için böyle konuşuyor.
- O bunu, bir bahane olarak söylüyor.
Bir mazerete ihtiyacım yok.
Benim hiçbir mazeretim yok.
O şu anda bahanesi olamayacak bir şeyi haklı çıkarmaya çalışıyor.