Examples of using "одеждой" in a sentence and their turkish translations:
Elbiselerimin altına mayomu giyiyorum.
Biz onlara para ve giysi sağladık.
Ailesi için yiyecek ve giyecek temin etti.
Bu elbiseyle hangi takıları takmayı düşünüyorsun?
Bu giysilerin bana verdiği silüeti seviyorum.
Afet bölgesine gönderilmek üzere hazır eski giysiler ile dolu üç yüz karton kutu vardı.
O mağaza erkek giysisi satar.