Examples of using "недоступен" in a sentence and their turkish translations:
- O müsait değil.
- O mevcut değil.
Tom müsait değil.
Tom müsait değildi.
Sunucu, devre dışıdır.
Belki Tom müsait değildi.
o su kütlesi denizlerde mevcut değil
Web sayfası çökmüş durumda.
Üzgünüm ama hazır olmayacağım.
Ben müsait değilim.
Sunucu yine çöktü.
Üzgünüz, iletişim kurmaya çalıştığınız kişi mevcut değil.
Numara şimdi müsait değil, daha sonra tekrar aramaya çalış.
Sunucu çöktü.
Sunucumuz planlanan bakım için 20 Ekim'de çevrimdışı olacak.
Tom şu anda müsait değil.
Postamı kontrol edemiyorum. Sunucu bozuk.