Examples of using "льдом" in a sentence and their turkish translations:
Katı suya buz denir.
Kışın, yollar buzla kaplıdır.
Buz alacağım.
Buzun altında ana kayalar olur.
Bir buz paketi acıyı uyuşturacaktır.
Nehir buz bağlamış.
Göletin üstü buz tutmuş.
Ada kış boyunca buzla ve karla kaplıdır.
Buzlu kahve sevmem.
Maden suyunu buz küpleriyle içer misin?
Su donduğunda, buz olur.
- Buzlu kaldırımda kayıp düştüm.
- Buzlu kaldırımda kaydım ve düştüm.
Çayı, sıcak mı yoksa buzlu mu istiyorsun?
Tom kafasına bir buz torbası bastırdı.
Buzlu su içmeyi sevmiyorum.
Tom, don ile buz arasındaki farkı bilmiyor.
Su donduğunda ve sertleştiğinde, biz buna "buz" deriz.
Şişmeyi engellemek için ayak bileğine bir buz torbası koymalısın.
Buzun altındaki okyanus ısınıyor olduğu için Arktik buzlar küçülüyor.